60 Yıl Sarı-Siyah: Dr. Ali Uygun (3.Bölüm)

1985 – 86 sezonunda da aralarında Kasımpaşa, Keşan, Yedikule, Silivri, Taksim, Alibeyköy, Çengelköy vd. olduğu 15 maçı seyrettim. Eski futbolcumuz Mehmet Şansal antrenörlüğü üstlenirken, eski kaptan Alpaslan Eratlı’da destek veriyordu. Ne var ki, yine trajik bir maç ile 2.lige terfi Play Off’una kalamadık. Küme düşmüş Beyoğluspor ile 11 Mayıs 1986 da Beşiktaş Fulya stadında 3 – 1 galip durumda iken Murat Tetik penaltıyı kaçırıp alnını yere vurup yarınca averajla Silivri’nin altında kaldık. O takımın yıldızı Güney’in hüngür hüngür ağlaması gözümün önünden gitmiyor.

1986 dan 1990 a kadar takım benzer şekilde 3. Ligden düşmemek için oynuyordu. Artık rakiplerimiz, Hayrabolu, Keşan, Uzunköprü, Tekirdağ, Saray, Lüleburgaz, Silivri, THY, Sirkeci, Feriköy, Bayrampaşa, Yeşildirek, Gaziosmanpaşa gibi kulüplerdi. Ziya Hoca vefat edince bizim çekirdek taraftar grubu daha da azalmıştı. Yönetim Aziz abi (Alturfan) başkanlığında Ömer Üründül, Erol Evgin, Ümit Zaim, Sacit Turan, Süleymen Başer, Öner Demirci ve Azize Gürgen (kurucu Kemal halim Bey’in kızı) ile güçlenmişti. Mehmet Şansal ve Mustafa Yürür’ün çalıştırdığı takımda Necdet kaleyi bugün TV yorumculuğu yapan Alp Pehlivan’a devretti.

Bu zor yılları kaptan Çetin, Sadettin, Güney , İlyas , Eray, Adnan, 3 Metin’ler, Kenan,  Adem, Can, Yücel, Ümit ve Kaya’nın yanısıra alt yapıdan gelen ve 1.Lige kadar yıllarca forma giyen Doğan ile sevgili Muhittin Güven’ in Menekşe’den topladığı gençlerin arasından sıyrılan Fahrettin göğüsleyecekti. Tabii bu arada sevgili Tuğrul ağabeyi ( Alkaya) unutmayalım. Bir dönem “İstanbulspor’u çantasında taşıyan adam” olarak bilinen Tuğrul abi, 1975 yılında Kırıkkale’de amigonun yumruğu ile 12 dişini bırakmış, 1976 şubatında Edirne deplasmanına giderken yakalanan kar fırtınasında 2 geceyi takımla kahvehanede sandalye üzerinde geçirmiş, 1973 – 83 arasında Güngör Tetik ile birlikte oluşturduğu genç takımlardan profesyonel kadroya 43 oyuncu kazandırmıştır. Yine her sezonda en az 10 – 15 maç izlesem de, o yıllardan aklımda tek kalan, bir sezonda santrfor Ümit’in gol kralı olmasıdır.

İSTANBULSPOR A.Ş.  KURULUYOR

Bu düşmez kalkmaz 3.lig yıllarından 1990 da büyük bir değişiklik ile uyandık. 1972 yılında Cemil’i kaçırtıp, aylarca İstanbulspor’da oynatmayarak küme düşmesine neden olan Emin Cankurtaran, İstanbulspor’a kendi holdinginin şirketleri ile İstanbul Erkek Liseli’ler Eğitim Vakfı’nın ortak kalacağı İstanbulspor Anonim Şirketi önerisi ile bir dost eli uzatıyordu. Adı, renkleri ve amblemi değiştirilemeyecek bir statü ile kurulan şirketin tüm Yönetim Kurulu üyeleri İstanbul Erkek Lisesi mezunları idi. O yıl takıma Ali İrfan, Bektaş, Ercan ve Taksi Mustafa’nın katıldığını, antrenörlüğünü eski Fenerbahçe’li İsa Ertürk’ün yaptığı kadronun izlediğim 15 kadar maçta çok etkili olmasa da sezonu 5. olarak bitirdiğini anımsıyorum. Ancak o sezondan en çok hatırladığım, Vefa stadında 14 Nisan 1991 günü Silivrispor’u 2 – 0 yendiğimiz maçtan sonraki Karagümrük – Kocaelispor maçında ( 1- 3) çıkan büyük olaylardır.

1991 – 92 sezonu ise kulübün aklımda kalan en parlak yılarından ve ilk onbiri hala sayabildiğim kadrolarından birisidir. Kalede Alp ve Ramiz ( Galata), defansta Can, Bektaş, Ali İrfan, Kaptan Taksi Mustafa, Kaya; orta sahada Doğan, Erkan (G.Saray), Ertunç ( Göztepe), Ufuk ( Silivri); forvet Eyüp, Davut (Lüleburgaz), B.Ufuk ve bugün Başakşehir Teknik Direktörü olan santrfor Abdullah Avcı. Antrenörler eski futbolcularımız Beşiktaş’lı Davut Şahin ve Dimitri Pantazi.

O yıl tam 20 maç seyrettim. Hepsinden müthiş keyif alıyorduk. Bayrampaşa stadında artık Yılmaz ve Şükrü ile 3 kişi değil, Metin Bey ve oğlu İbrahim, Celil, Zafer, Süha, Osman,Tenor Ali,Samim,Alican,Alp, Osman, Sezgin,Ercan,Timur,şu sıralar 100 yaşını idrak eden en yaşlı İstanbulspor’lu Ekrem Hoca, Çorapçı ve diğerleri ile ciddi bir müdavim grubu olmuştuk. Herkesi silip süpürürken 12 Nisan 1992 günü lise arkadaşlarım Naci, Fahri ve İbrahim’i Tekirdağspor maçına götürdüm, Ne var ki 1 – 0 yenilerek puan farkını 1’ e indirdik.

Bu fark son haftaya kadar sürdü. 31 Mayıs 1992 günü önce lisenin pilav gününe gittik. Oradan takım otobüsünü Bayrampaşa’ya uğurladık. Yüzlerce kişi yine otobüslerle stada gidip, Eyüp, Erkan ve Abdullah’ın golleri ile Kapalıçarşı’yı 3 – 1 yenerek 8 yıl aradan sonra 2, Lige geri döndük. O maçın 10.000 TL’lik biletini hala saklıyorum.

Ancak o sezondan aklımda kalan asıl 2 karşılaşma Türkiye Kupası’nda 18 Aralık 1991 de Eyüp stadında kalesini o dönemin en iyilerinden Şanver’in koruduğu Denizlispor’u 3 -2 yenerek elememiz ve 2 Şubat 1992 deki Aydınspor maçıdır. O yılın flaş takımı Aydınspor Amani, İlker ve Hikmet’li kadrosu ile ligde Fenerbahçe’yi İstanbul’da 6 – 1 ile dağıtmış bir takımdı. Kupa maçı kar nedeniyle ilk gün oynanamadı. Ertesi güne alınan ve yine karla kaplı Bayrampaşa stadında oynanan maçta 0 – 0 lık sonuç uzatmaya gitti. 107. Dakikada orta sahada K.Ufuk’u düşürdüler. Hakem Erdal Güleç nedense bariz faulü çalmadı. Dönen topta Faruk’un ittire kaktıra attığı gol ile 1 – 0 yenilip elendik. Bu nerdeyse küme düştüğümüz maçlar kadar üzüldüğüm bir karşılaşmadır. Aslında nedense İstanbulspor en iyi dönemlerinde bile Kupada çok başarılı olamamıştır. Yine en çok hayal kırıklığı olan bir kupa maçı da İnönü’de bir gece maçında Arap Yılmaz’ın yerden üstüne gelen topu görmeyerek yediği golle son anda 2 – 2 lik skorla yarı finalde Orduspor’ a elenmemizdir.

1992 – 93 sezonu önce takımın 2. Ligde tutunması parolası ile başladı. Ancak Ağustos ayında Cankurtaran grubu hisselerinin Star TV’nin sahibi Cem Uzan’a devredilmesi ile birlikte birden flaş transferlere geçildi. Trabzonspor’dan kaleci Mahir, Nail, Kamil, İsmail, Hamdi, Bursa’dan Feyzullah, Fenerbahçe’den Ergin, Galatasaray’dan Nesim, Beşiktaş’tan Cemre, Düzce’den Tandoğan, Aydın’dan Hikmet gibi oyuncularla yeni bir kadro kurulurken, takımı 2. Lige çıkaran furbolcular Eyüp, Beykoz, Bayrampaşa, Küçükçekmece, Kastamonu gibi kulüplere dağıldı. Kalanlar sadce Ramiz, Eyüp, Doğan ve Abdullah idi.

O yıl yine 20 ye yakın maç izledim. Ancak takımın pek tadı yoktu ve bir toplama ekip görünümündeydi. Zaten iki kademeli klasman ve Play Off gibi garip bir statü, gazozuna maçlar gibi 2. Kademe maçları vardı. Önce Metin Türel, sonra da Şenol Güneş antrenör olarak pek bir şey veremediler. O yılın tek özelliği 19 Eylül cumartesi günü Bayrampaşa stadında oynanan İstanbulspor – İnegölspor ( 1 – 1) karşılaşmasının Türk futbol tarihinde canlı olarak yayınlanan ilk 2.lig maçı ( Star TV) olmasıdır.

(Devam edecek)

60 Yıl Sarı-Siyah: Dr. Ali Uygun (2.Bölüm)

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir