Gültepe’de Bir İstanbulspor’lu: İbrahim Akçınar

Sizler için İstanbul Gültepe’de yaşayan ve iş yeri olan, iyi bir sarı siyahlı İbrahim Akçınar’la bir sohbet gerçekleştirdik. Akçınar’ın anlattıklarını keyifle dinledik, inşallah sizlerde keyifle okursunuz.

İbrahim Akçınar kimdir?

1953 senesinde Kayseri  Yahyalı’da dünyaya geldim. İlkokulu ve orta okul 2. sınıfı kadar Yahyalı’da okudum,  bağzı sebeplerden dolayı öğrenimimi yarıda bırakıp İstanbul’a dayımın yanına şimdide yaşamını sürdürdüğüm Gültepe’ye geldim. Beni Beyoğlu’nda Rum bir terzinin yanına verdiler, askere gidene kadar orada çalıştım ve mesleği öğrendim. Askerden sonra pek çok tekstil firmasında çalıştım. Daha sonra Önday Tekstil de ve Aytek Tekstil de imalat müdürü olarak görev yaptıktan sonra şimdi 50 seneden beri bulunduğum Gültepe ’de, 20 seneden beri kendi dükkanımı işletmekteyim.

İstanbulspor’luluk nereden geliyor?

Hikaye 60’lı yıllarda rahmetli Ali Mortaş’ın bir forma vermesi ile başladı. İlk gittiğim maç ise bir Beykoz maçı idi. Kadro o kadar kaliteli idi ki şimdi bile sayarım. Yılmazlar, Bahattinler, Yalçınlar, Atalar, Zorbaylar, Cemiller, Bilgeler, Kasapoğluları ve daha niceleri.

Bütün bunlardan sonra tam bir fanatik İstanbulspor taraftarı olmuştum. Deplasmanlara da tek başıma gitmeye başlamıştım. Aklıma gelenler Çorlu, Edirne, Lüleburgaz. Bu arada rahmetli Metin Çetinbakış ile tanışmıştım, çok mutlu olmuştum. Sonraki yıllar işim nedeni ile stattan takip edemedim. 90’lı yılların başlarında Bayrampaşa’da maçları izlemeye başladım. Bu dönemde Şakir Beyi tanıdım. Tanıdığım İstanbulspor’lu sayısı 2 olmuştu. Kadro genişliyor du. Daha sonra oğlum Barış etkilenmiş ki o da gelmeye başladı. Sonraki yıllarda küçük oğlum Yusuf ve eşim de kadroya dahil oldu. Aynı zamanda bütün fertleri İstanbulspor’lu olan bir aile olduk.

Süper lige çıktığımız zaman, hiç unutmuyorum UEFA kupası maçı için bilet bulamamıştım. İnşallah o günleri tekrar yaşarız. Şimdi artık emekli olduğum için her maçı kaçırmıyorum ve gidemediğim maçların acısını çıkarıyorum. Pandemi nedeni ile gidemediğim maçları tabi ki sayamıyorum.

Bu sene takımın durumunu nasıl buluyorsunuz?

Takım çok şükür iyi gidiyor, aynı zamanda iyi de oynuyoruz. TRT’nin şifresiz olarak maçları vermesi ile neredeyse bütün Gültepe İstanbulspor’un maçlarını seyrediyor dersem belki biraz abartırım ama şu gerçek ki bulunduğum mahallede herkesin maçlarımızı seyrettiğini biliyorum. Maçlardan sonra ya tebrik etmeye ya da kritik yapmaya mahalleli dükkana akın ediyor. Oluşan topluluk hem pandemi nedeni ile hem de işlerimi yapmam açısından bir olumsuzluk oluşturuyor. Ben Avrupa Kupalarına katıldığımızda bile böyle ilgi görmemiştim. Ne yaptım biliyormusunuz? Dükkanda asılı olan İstanbulspor bayrağını indirmek zorunda kaldım, bu yoğunluğu belki önlerim diye ama faydası olmadı.

Böyle bir ilgi nasıl oluştu?

Güzel bir yere temas ettiniz. Ben 50 seneyi aşkın  İstanbulspor’luyum. Ama kendimi ifade edemiyordum. Kısaca İstanbulspor’lu olduğumu sadece yakın çevrem biliyordu. İlk defa 50 sene sonra İstanbulspor armasını üzerimde taşıdım. 3 sene önce derneğimiz taraftar ürünleri yapınca, armayı taşımaya başladım. Bayrak yapmışlardı, bayrağı da dükkana astım. Sonrası bilmeyenlerde benim İstanbulspor’lu olduğumu öğrenmiş oldu. Bu senede takım da iyi gidince böyle bir yoğunluk oluştu. Böylece İstanbulspor’lu olmanın ne kadar ayrıcalıklı olduğunu da her gün hissediyorum.

Bu güzel sohbet için çok teşekkür ederiz.

Bende teşekkür ediyorum. Bundan sonraki hayalimiz, süper lig ve Avrupa Kupaları. En büyük sarı siyah.

2 thoughts on “Gültepe’de Bir İstanbulspor’lu: İbrahim Akçınar

Celil Bayhan için bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir