Mühendis…

“Hadi gel inşaat malzemeleri satan bir iş yeri açalım ortak olalım” dedi, Düşünmeden “Evet” dedim. Şaşkınbakkal’da Noter Sokak’ın girişinde briç- bilardo oynadığımız Kasım Ağabey’in alt katı güzel, uygun bir yer kiraladık. Konuşuyoruz. “Mağazanın ismi ne olacak?” dedi. Biraz düşündüm. ”Bilko” dedim. “Açılımı, Bilge’nin -bili ile kolektifin -ko’su. Yakışır!” Gülümsedi. Hoşlanmıştı, “Peki” dedi. Bilge Tarhan, inşaat mühendisi futbolcuydu! İstanbulspor’da birlikte oynuyorduk.

Başkanımız Hayri Aydıner, binalar için döküm banyo malzemeleri üreten Dökümay firmasının sahibiydi.  Bu işe girişmemizde payı büyüktü. İş yükü Bilge’nin omuzlarındaydı. Müthiş çalışkan, hiç yakınmadan üreten, paylaşan bir dünya güzeliydi. Futbol yaşamı boyunca İstanbulspor’un sarı-siyahlı formasının rengini hiç değiştirmedi. Milli takım forması dışında.

Mükemmel bir evliliği vardı. Eşi sevgili Reyhan’a tapardı. Takılır sorardım ara ara, hiç gizlemezdi Reyhan Hanım’a aşkını. Kıskanırdım bu güzel adamın sağlam karakterini, tutarlılığını, insan, yaşam sevgisini. Bilge benim için büyük ikramiyeydi. Ama ne var ki değerini bilemedim. Kötü oynamaya  başlamıştım.  Kulüpte işler iyi gitmiyordu. Düzeltmek için de fazladan bir çaba göstermedim.

Akılsızlık işte. Bilge’ye, “Ben İzmir’e döneceğim. Hiçbir isteğim yok. İş sana kalsın” dedim. “Yapma” dedi. Çok ısrar etti. Başaramadı. Döndüm İzmir’e. 1971 yılı futbol sezonuydu. Benim profesyonellikte 11, Bilge’nin 12. yılıydı. İstanbulspor, Bursa’da Bursaspor’la oynuyor bir hafta sonu, lig maçı. Ertesi gün gazetelerin spor sayfalarında tatsız bir haber. İstanbulsporlu Bilge, maçta Bursasporlu rakibiyle çarpıştı, beyin sarsıntısı geçirdi. Çok üzücü bir olaydı. Ancak pes etmedi, direndi, savaştı, sağlığına ulaştı Bilge. Ama futbolu genç sayılabilecek yaşta bıraktı. O, sarı siyahlı formaya, İstanbulspor kulübüne büyük bir aşkla bağlıydı. Kendisinin yaşam gerekçesi saydığı o muhteşem iyilik dolu ortamdan hiç uzaklaşmadı. Yaşamı süresince o güzel kurumun içinde kaldı.

Tanıdığım, birlikte yaşamı paylaşma şansını yakaladığım en güzel, en büyük İstanbulsporlu’ydu Bilge Tarhan. 7 Ekim 2020 günü onu yitirişimizin 4. yılı olacak. Unutulmamak, anılmak ne güzel şey değil mi? Değil! Yitip giden bilmiyor ki anıldığını! O nedenle insanlar yaşarken anılmalıdır.

Bülent Buda

 

Not: Bu güzel yazısı için Bülent Buda’ya teşekkür ediyoruz.

7 Ekim 2016 günü aramızdan ayrılan büyük İstanbulspor’lu Bilge Tarhan’ı ölümünün 4. yılında saygı ile anıyoruz.

One thought on “Mühendis…

  1. Bilge 1941 li, ben use 1942 liyim, benden bir sene evvel gencmilli olmustu, ben ise 1961 senesinde genc milli oldum. Erenkoyluyum, Ethem efendide otururken komsumuz, abiminde arkadasi (Ihsan Baydardi (Kel ihsan)) Ihsanin amca ogullari ise Bahattin Baydar (BJK) ve Ziya Baydardi (Beykoz) Bu vesieyle , samimi olmasamda Bilgeyi tanirdim.Nur icinde yatsin, yukarida bahsettiklerimden sadece Bahattin yasiyor….Hepsine rahmetler dilerim…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir