İstanbulspor 2-3 Galatasaray (12.04.1997)

Stat: İstanbul İnönü

Hakem: Vahap Beyaz, Ercan Durna, Hüseyin Darıcı

İstanbulspor: Haluk Güngör, Marian Zeman, Gökhan Keskin, Timur Yanyalı, Nesim Özgür (Dk. 65 İlkan Aksoy), Vedin Music (dk. 65 Gerson), Kâmil Ustaömer (Dk. 46 Mithat Yavaş), Oğuz Çetin, Fuat Buruk, Engin Özdemir, Aykut Kocaman

Galatasaray: Volkan Kilimci, Ümit Davala, Ergün Penbe, Bülent Korkmaz, Hakan Ünsal, Tugay Kerimoğlu, Gheorghe Hagi, Okan Buruk (Dk. 36 Arif Erdem), Iulian Filipescu, Adrian Ilie (Dk. 75 Suat Kaya), Hakan Şükür

Goller: Dk. 70 Engin Özdemir (PEN), Dk. 74 Aykut Kocaman (İstanbulspor), Dk. 42 Tugay Kerimoğlu, Dk. 52 Gheorghe Hagi, Dk. 90 Gheorghe Hagi (PEN) (Galatasaray)

Kırmızı Kart: Dk. 93 Timur Yanyalı (İstanbulspor)

Sarı Kartlar: Dk. 9 Gökhan Keskin, Dk. 69 İlkan Aksoy (İstanbulspor), Dk. 19 Tugay Kerimoğlu, Dk. 44 Iulian Filipescu (Galatasaray)

Galatasaray oyuna çok hızlı ve istekli başladı İlerde bitek Aykut’u bırakıp iyice kapanan İstanbulspor karşısında Cim Bom oyunu kanatlara yayabildiği sürece başarılı oluyordu. K.Hakan’ın düşürülmesiyle verilen penaltıyı B.Hakan kaçırmasa daha doğrusu Haluk kurtarmasaydı oyun belki de bambaşka olacaktı.

Uzun boylu defans elemanlarıyla hava toplarını kontrol eden Hakan’ı Zeman ile kilitlemeye, Hag’yi her aldığı topta ve geçtiği pozisyonda itelemeye, İllie’yi sürekli çitilemeye çalışan İstanbulspor defansı karşısında top almak için sürekli yer değiştiren dağıtıcı bir adama ihtiyaç büyüktü. Arif de bu işlevi yerine getirdi. Üstelik İllie’nin sol kanattan yıldırım hızıyla getirip, geriden fırlayan Tugay’ın önüne nefis şekilde bıraktığı topla kazanılan golden sonra direkte patlayan birde kafa şutu vardı ki…

Dün, bütün oyun boyunca itilip kakılan İlle sürekli mücadele içindeyken attırdığı bir gol ve atığı ki nefis şutla klasını bir kez daha kanıtladı. Ama beyazın da beyazı gibi klasında klası vardı. O da maestro Hagi idi. Hag’nin sağ kanattan hareket halindeyken beklenmedik bir şutla Haluk’un çaresiz bakışlar arsında topu İstanbulspor kalesine ampul gibi astığı şut izleyenlere hayret ile hazzı aynı anda ve aynı yoğunlukta yaşattı.

2-0’dan sonra da sürekli gol kovalayan Cim – Bom hırslı, tempolu bir futbol oynuyordu. Özellikle ota alanda Ergün, Tugay, İlle, Hagi ve ilerde Hakan göze çarpıyordu. İstanbulspor ise 2-0 yenilgiden sonra bile golü düşünür görünüyordu. Girdikleri tek pozisyon ise Vahap Beyaz’ın bariz ofsaytı tespit edemediği andı. Ancak bütün bu şema Cim Bom’un orta sahasının oyundan düşme belirtileri gösterdiği 70. dakikaya kadar sürdü. Ve Volkan’ın neden olduğu penaltıdan gelen golden sonra İnönü Stadı Cim- Bom için tam bir kabus şatosuna dönüştü. Hele hele77. dakikada Hagl’nin on sekiz içinde düşürülmesine Beyaz’ın devam işareti vermesinin hemen ardından Bülent’in ıskasıyla gelen gol Cim -Bom’un şampiyonluk hesaplarını allak bullak etti. Galatasaray dün iki defans hatasıyla hiç hak etmediği bir şekilde iki puanı bırakıyordu ki, Arifin düşürülmesiyle verilen penaltıyı Hagi gole çevirerek takımını tam anlamıyla ipten döndürdü: Oyunun kontrolünü kaybeden Vahap Beyaz’ın kararlarının çoğu tartışma götürürdü.

Futbol hatalarla dolu bir oyundur. Bu oyunda kimi zaman futbolcu hata yapar, kimi zaman teknik direktör, kimi zaman başkan kimi zaman hakem veya taraftar. Futbolun içinde olan her bir unsur bu hataların zincirini oluşturabilir. Bu yazımızda ise malum maçtaki hatanın kahramanı hakem Vahap Beyaz.

Oğuz Çetin, Vahap Beyaz, Timur Yanyalı

Ligin kırılma haftası: 29.Hafta / 12 Nisan 1997

Avrupa Kupalarına katılma hedefini sürdüren İstanbulspor’umuz, ezeli rakiplerinden Galatasaray’la İnönü Stadyumunda karşı karşıya geliyordu. İstanbulspor 29.Haftaya 43 puanla 6.sırada girerken, Galatasaray 66 puanla lider konumdaydı. Galatasaray’ı 61 puanla Beşiktaş, 60 puanla Fenerbahçe ve 58 puanla Trabzonspor takip ediyordu. Dile kolay, bu maça kadar 9 haftadır kaybetmeyen İstanbulspor var. Galatasaray için çok kritik ve Beşiktaşlıların umutla bekledikleri bir maç. Galatasaray’ın burada kaybedeceği 1 puan bile Beşiktaş’ı daha fazla kendisine yaklaştırıyordu. Çünkü o hafta Beşiktaş Altay deplasmanından 4-0’lık galibiyetle dönmüştü. Ve 30.haftada da Beşiktaş evinde Galatasaray’ı konuk edecekti. İstanbulspor karşısında kaybetmiş bir Galatasaray, Beşiktaş deplasmanına gidiyordu ertesi hafta. Yani maçın kritik olan konumu buradan da anlaşılıyor.

Galatasaray baskılı oyunuyla ataklarını sürdürürken, 42.dakikada Tugay Kerimoğlu’nun golüyle 1-0 öne geçti. İkinci yarıya da aynı hızla başlayan Sarı Kırmızılılar, Gheorghe Hagi ile 52.dakikada skoru 2-0’a getirdi. Bu dakikalardan itibaren Boğalar baskı kuruyor, Aslanlar oyunu iyice kendi yarı sahasında kabul ediyordu. 70.Dakika da penaltıdan Engin Özdemir, 74.dakikada da Aykut Kocaman Sarı Siyahlıların gollerini yazmışlardı. Skor artık 2-2’idi.

+7 uzatma, enteresan penaltı..

Skor 2-2’ye gelince iki tarafında etkili atakları olmuş, ancak birbirlerini üzememişlerdi. Ta ki Vahap Beyaz’a kadar…Maçın uzatma süresi çok alakasız bir biçimde +7 olarak verilmiş, +5. dakikada ise işte o dünya futbolunun kaderini çizen penaltı kararının düdüğü çalınmış Hakem Beyaz tarafından. Galatasaraylı futbolcu Arif Erdem’in kendini yere atmasını çok uzaktan görerek penaltı çalan Vahap Beyaz, maçı resmen katletmişti. Galatasaray penaltıdan Hagi ile golünü atıyor, tedirginlikten ağlayan, sinirden kendini yumruklayan, stresten bayılan taraftarlarının yüreğine su serpiyordu. İstanbulspor’u böyle yenmişlerdi.

Bülent Korkmaz, Hagi, Oğuz Çetin, Vahap Beyaz

Maç sonu olaylar sürüyor..

Maç sonunda Fatih Terim zafer çığlıklarıyla tribünleri selamlarken, İstanbulspor patronu Saffet Susic’e selam vermek için yanına geliyor. Fakat Susic Fatih Terim’in hiç beklemediği bir tepki verip, elini sıkmayı reddediyor, “Bu maçın hakkı bu değil” diyordu. İstanbulsporlular gözyaşları içerisinde soyunma odası ve evinin yolunu tutarken, Galatasaraylılar bu haksız penaltı için üç maymunu oynuyordu. Maç sonu konuşan Saffet Susic: “Galatasaray Türkiye’nin en iyi takımlarından biri, bu nedenle Galatasaray’ın bu hakemlere, olmayan penaltılarla şampiyon olmaya ihtiyacı yok. Bu takım bu şekilde şampiyon olursa kamuoyunun kafasında ciddi bir soru işareti kalır ve şampiyonluğa gölge düşer” diye konuşmuştu. Başkan Cem Uzan ise: Üç puan gitti mi, alındı mı, gasp mı edildi? Bunu kamuoyuna bırakıyorum. Galip olabilirdik. En azından beraberliğe kesin gözüyle bakarken, ne sebeple maç 7 dakika uzadıysa bilemiyoruz, ama olmayan penaltı ile üç puan Galatasaray’a verildi. Bu ligi oynamanın ne anlamı var. Üç büyük diye adlandırılan kulüpler kendi arasında diğerleri kendi arasında bir lig yapsın. Utanç verici bir hakem komedisi yaşandı” demişti.

Bu maçın üstünde neden çok konuşuldu?

Galatasaray ülke futbolunun major kupalar kapsamında en büyük başarısına sahip bir takım. İstanbulspor’a o gün puan kaybedecek olan bir Galatasaray, haftaya Beşiktaş deplasmanına giderken aynı dirençli futbolu gösterebilir miydi? Meçhul. Peki Beşiktaş nasıl bir inançla sahaya çıkardı? Puan farkı rakibiyle 2’ye inmiş ve kazanması gerekiyor. Kendi sahasında böyle bir maçı oynayacak olan Beşiktaş elbette ki farklı bir motivasyonla çıkabilirdi sahaya. En azından tedirgin olan onlar olmayacaktı. Fakat Vahap Beyaz’ın da büyük uğraşları sonucu Galatasaray İstanbulspor maçını kazandı. Belki de bu maçın sonucuyla birlikte, Galatasaray’ın 4 sene üst üste şampiyonluğu ve UEFA Şampiyonluğu gelmişti. Bunlar tabi ki bir varsayım. Sonucunda bizim tarafımızdan haksızca kaybedilmiş, Galatasaray tarafından ise kazanılmış bir maç var. Peki Galatasaray sizce bu maçı kazanmamış olsaydı, sezon sonu Fatih Terim görevinde kalacak mıydı? Galatasaray 4 sene üst üste şampiyonluğunu alır mıydı? Ve UEFA şampiyonluğu gelir miydi. Bu garip varsayımı da sizlerin takdirine bırakıyoruz.

 

13 yıl sonra gelen itiraf!

Arif Erdem, 2010 senesinde TRT Spor Futbol Ateşi Programında, bugün bile konuşulan 1997 yılında İstanbulspor maçının 97.dakikasındaki penaltı olayına açıklık getirdi ve pozisyonun penaltı olmadığını, bunu hayatında bir leke olarak kabul ettiğini açıkladı.

Arif, TRT Spor Futbol Ateşi Programında, “O pozisyon futbol hayatıma atılmış bir leke. Nereye gitsem Galatasaraylısı bile o pozisyonu soruyor. Benim hiç günahım yok. Uzatma dakikalarında Engin’den sıyrılmak isterken, dengem bozuldu. Baş parmağım çime takıldı ve kendimi yerde buldum. Bir de baktım hakem Vahap Beyaz 35 metreden penaltı verdi. Oysa bana hiçbir müdahale yoktu. O gün, bugün herkes hala o pozisyonu soruyor” dedi.

Erdem’in açıklamalarından o gün İstanbulspor’umuzun sitem ve isyanının ne kadar haklı olduğu da görülmektedir. İşin bir başka püf noktası da Arif Erdem, FETÖ örgütü bağlantısı nedeni ile yakalaması olduğundan Amerika’da firari olarak yaşamaktadır. Tarihte neler yaşamışız??

1945-1946 Sezonunda Kurulan Kumpas

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir