Fenerbahçe 0-3 İstanbulspor (10.08.2003)

Stat: Şükrü Saracoğlu

Hakem: Muhittin Boşat

Fenerbahçe: Robert Enke, Fabio Luciano, Ümit Özat, Hakan Bayraktar (Dk. 46 Sergiy Rebrov), Erhan Albayrak, Marco Aurelio, Selçuk Şahin, Kemal Aslan, Serhat Akın, Tuncay Şanlı, Pierre van Hooijdonk

İstanbulspor: Oğuz Dağlaroğlu, Cem Can, Ivailo Petkov, Uche Okechukwu, Saffet Akbaş, Aleksandar Yordanov (Dk. 73 Emre Hamzaoğlu), Aytekin Viduşlu, Alioum Saidou, Faruk Bayar (Dk. 46 Musa Kuş), Mehmet Yozgatlı, Pini Balili (Dk. 65 Elvir Bolic)

Goller: Dk. 18 Pini Balili, Dk. 30 Aleksandar Yordanov, Dk. 68 Aleksandar Yordanov (İstanbulspor)

Kırmızı Kart: Dk. 50 Erhan Albayrak (Fenerbahçe)

Sarı Kartlar: Dk. 45 Selçuk Şahin, Dk. 49 Erhan Albayrak (Fenerbahçe), Dk. 3 Faruk Bayar (İstanbulspor)

Mehmet Yozgatlı sağ kanatta kafayı kaldırdığında Yordanov ön direğe doğru arkasında Aurelio olduğu halde eli topun atılmasını istediği yeri göstererek koşuyordu. Mehmet sert bir orta ile topu tam oraya attı. Yordanov da filelere kafayla yolladı. Böylece 32’de İstanbulspor 2 – O öne geçiyordu. Daha önemlisi Yordanov’un eliyle gösterdiği gibi Fenerbahçe’nin savunma zaaflarını insanın gözüne sokuyordu. Peki bu iş nasıl oldu?

Daum ikinci yarıya Rebrov’u oyuna alarak, tribünlerse Enke’ yi silerek başladı. Alman kalecinin 49’da yaptığı büyük hata, ilk golden gelen kuşkuları kesin bir yargıya çevirdi. İki dakika sonra ise Erhan Albayrak hem kendisi, hem de takımı adına ikinci saçma sarı kartını görerek intihar etti, Fenerbahçe sanki beş kişi birden eksilmişti, Ve bütün o savunma zaafları büyüyerek devam ediyordu. İstanbulspor, 58’de ikinci golün aynısını bu kez yerden yine Mehmet ve Yordanov ikilisiyle buldu: 3-0.

Ve oyunun tamamen gazı kaçtı. Aykut Kocaman’ın öğrencileri rakibi, taraftarı sinirlendirmeden çok akıllı bir alan oyunu oynayarak Fenerbahçe’yi uyuttu, Topu rakibe bıraktılar ama hiç oynatmadılar. Pozisyonları bulan bu kez İstanbulspor’du. Fenerbahçe seyircisinin ilgilendiği tek şey ise Enke’nin tutabildiği toplarda Alman kaleci ile dalga geçmekti.

Yordanov maçın kahramanı.

Maçtan Dakikalar

5. dakikada sağ kanattan Balili’nin ortasında Aurelio, ceza alanı içinde Faruk’tan önce topa dokunup kornere gönderdi ve tehlikeyi önledi.
10. dakikada Aurelio’nun kontrol etmek istediği topla ceza alanı dışında buluşan Selçuk’un sert şutunda, meşin yuvarlak az farkla yandan auta gitti.
13. dakikada Hakan’ın sağdan ortasında, savunmadan seken topu ceza alanı dışında önünde bulan Tuncay’ın sert şutunda, kaleci Oğuz son anda uzanarak meşin yuvarlağı kornere çeldi.
14. dakikada Mehmet’in sağdan ortasında, Balili’nin ceza alanı içinden vuruşunda, top üstten auta çıktı.
20. dakikada Selçuk’un kaptırdığı topu Yordanov bekletmeden Balili’ye aktardı. Savunmanın arkasında topla buluşan Balili, kaleci Enke’nin öne çıkmasından yararlanarak, aşırtma bir vuruşla meşin yuvarlağı ağlara göndererek takımını 1-0 öne geçirdi.
22. dakikada ceza alanının sol çaprazından Erhan’ın ortasında, Kemal’in arka direkte kafa vuruşunda, meşin yuvarlak yan ağlarda kaldı.
23. dakikada Erhan’ın pasında, ceza alanı içinde boş pozisyonda topla buluşan Tuncay, meşin yuvarlağa kötü vurunca, takımını bir golden etti.
26. dakikada Aurelio’nun pasıyla ceza alanının sol çaprazında hareketlenen Serhat’ın altıpas içine ortasında, Uche topu kornere atarak tehlikeyi önledi.
27. dakikada Kemal’in sağdan kullandığı köşe atışında, Hooijdonk’un kafa vuruşunda, meşin yuvarlak kaleci Oğuz’da kaldı.
29. dakikada Kemal’ın sağdan ceza alanına yaptığı ortada, Tuncay’ın kafa vuruşunda, meşin yuvarlak üstten auta gitti.
32. dakikada Mehmet’in sağdan ortasında, Yordanov altıpas içinde mükemmel bir kafa vuruşuyla meşin yuvarlağı filelere göndererek, farkı 2’ye çıkardı: 2-0.
41. dakikada Kemal’in sağdan ortasında, Aurelio’nun ceza alanı içinden kafa şutunda, top az farkla yandan auta çıktı.
42. dakikada Tuncay’ın pasıyla soldan ceza alanına giren Serhat’ın altıpas içine gönderdiği ve kaleci Oğuz’u geçen topu, Uche araya girerek uzaklaştırdı.
43. dakikada Erhan’ın soldan ortasında, Van Hooijdonk’un kafa vuruşunda top yandan auta gitti.
Karşılaşmanın ilk yarısı İstanbulspor’un 2-0 üstünlüğüyle sona erdi.

49. dakikada kaleci Enke’nin büyük hatasında topu kapan Balili, meşin yuvarlağı ayağında çok tutunca, pozisyonunu yitirdi ve takımını mutlak bir golden etti.
Aynı dakika içinde Balili’nin ceza alanı içine aşırdığı topa Yordanov’un yatarak kafa vuruşunda, meşin yuvarlak yan direkten döndü.
53. dakikada Yordanov’un sağdan ortasında, Saidou ceza alanı içinde topa gelişine vurdu. Kaleci Enke’yi geçen topu Ümit, gol çizgisi üzerinden çıkardı.
58. dakikada Mehmet’in sağdan ortasında, ceza alanı içinde Yordanov yatarak ayağıyla meşin yuvarlağı kaleci Enke’nin sağından filelere göndererek kendisinin 2., takımının 3. golünü attı: 3-0
73. dakikada Selçuk’un sağdan kullandığı köşe atışında, Luciano’nun kafa vuruşunda, top kaleci Oğuz’da kaldı.
74. dakikada Hooijdonk’un ceza alanı içinden kafa vuruşunda, kaleci Oğuz topu kornere çeldi.
82. dakikada Oğuz’un tokatladığı top, ceza alanının sağ çaprazında Serhat’ın önünde kaldı. Bu futbolcunun şutunda, kaleci Oğuz’u geçen topu Uche uzaklaştırdı.
85. dakikada Boliç’in sağdan ortasında, Petkov’un penaltı noktası üzerinden şutunda, top üstten auta çıktı.
89. dakikada ani gelişen İstanbulspor atağında, Petkov topu uygun durumdaki Boliç’in önüne bıraktı. Bu futbolcunun şutunda, meşin yuvarlak yan direğe çarparak auta gitti.
Karşılaşma, İstanbulspor’un 3-0 üstünlüğüyle sona erdi.

Rıdvan Dilmen’de maç yazısını şu şekilde kaleme almıştı.

Ne diyelim?

Ne diyelim, nasıl başlayalım, nasıl bitirelim bilemiyorum. Dilim tutuldu. Afrika’da yaşayan birisini getirin, tribüne koyun, hangi takımın on katı para harcadığını sorun, size hemen İstanbulspor cevabını verir.

55 bin özlem dolu seyirciyi arkasına almış Fenerbahçe, oyunda tempo yakalamak istiyor, buna karşılık İstanbulspor çok sakin, sabırlı savunma yapıyordu. Çıkarken de, maçın başından sonuna kadar, dan-dun vurmuyor, ayağa paslarla önce tempoyu düşürüyor, sonra da Fenerbahçesavunmasının arkasına attığı toplarla da pozisyon üretiyordu. Aykut Kocaman maçın böyle başlayacağını biliyordu. Bütün düşündükleri oldu. Uygulaması da tuttu, Dört pozisyonda iki gol attı, Fenerbahçe ise dört pozisyonda sıfır çekti.

İkinci yarı futbol adına inanılmazdı, Erhan atıldıktan sonra İstanbulspor kendi kendine oynamaya başladı. Futbol da ne yaparsın? Pas yaparsın, yaptı. Şut atarsın, attı. Pozisyona girersin, girdi. Hem öyle bir iki tane değil, hesaplaman için hesap makinası lazım. 90 dakika sonunda 3 – 0’la yetindi. Biraz gayri ciddi vuruşlarla da tarihi farkı kaçırdı. Futbol sadece top sendeyken oynanmıyor. Top rakipteyken de iyi oynayacaksın. Oynamazsan dün Fenerbahçe’nin durumuna düşersin.

Fenerbahçe hep kendini düşündü, Hiç rakibini düşünmedi. İstanbulspor’un birinci artısı önce rakibini ve presi düşünmesiydi. İkinci büyük artısı İse kaleci Oğuz’dan Uche ve Saffet’e kadar bir deplasman takımı olmasına rağmen dan-dun vurmamasıydı. Ayağa isabetli oynayarak, oyuna hükmetti. İstanbulspor’da 14 oyuncu görev yaptı. Şu iyi oynadı dersem haksızlık yaparım. Bırakın kötüyü, vasat oynayan yoktu. Fenerbahçe’de bırakın iyi, vasat oynayan bir oyuncu yoktu.

Antrenörlere gelince ,.. Aykut Kocaman bir antrenörlük resitali sundu. Takımı fizik ve taktiksel açıdan mükemmel hazırlamıştı. Oyuncu değişikleri ise dakika değil, saniye saniye doğruydu. İyi oynayan Faruk’u bile sarı kart riski nedeniyle devrede oyundan aldılar.

Bir tarafta dersini mükemmel çalışan İstanbulspor ve teknik direktörü, diğer bir yanda kendini düşünen bir takım. İşte sonuç…

Muhittin Boşat’ın kondisyonu da iyiydi, maçı da mükemmel yönetti. Sadece skor 3-0 iken Van Hooijdomk’un frikiğindeki penaltıyı görmedi. Zaten Fenerli oyuncuların da itiraz edecek durumu kalmamıştı.

Maçın son 20 dakikasında 55 bin kişi, 15 bine düştü. 3-0 gerideyken bile takımı destekleyen seyircinin tribünleri terk etmesi düşündürücüydü.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir