İstanbulspor 2-0 Beykoz (11.03.1959)

Stat: Mithatpaşa

Hakem: Muvahhit Afir, Nejat Şener, Tahir Turgay

İstanbulspor: Özkay Kurtaran, Enver Özdemir, Erol Özyener, Kenan Buharalı, Erdoğan Tokol, Kamil Cengiz, Güngör Okay, İbrahim Toker, İhsan Baydar, Aydemir Nemli, Kostas Kasapoğlu

Beykoz: Sıtkı, İsmet, Ekrem, Aydın, Ziya, Mehmet, Mustafa, Günay, Abdullah, Şirzat, Uluer (Dk. 40 Hasan)

Goller: Dk. 32 İhsan Baydar, Dk. 69 Aydemir Nemli (İstanbulspor)

Seyirci ve Hasılat: 12 397 kişi, 46 832 lira

İstanbulspor’umuzun bu günkü adı ile süper lig tarihindeki ilk galibiyeti.

Sanki Beykoz ve İstanbulspor iki yabancı memleketin takımı idiler ve sanki bir üçüncü memleketin sahasında oynuyorlardı.

Seyirci öylesine bigâne, öylesine heyecansızdı. Sadece iyi hareketleri takdir etmek, kötü hareketleri protesto etmek için ses çıkarıyordu. Mamafih işaret etmek lâzım ki takdir edilecek İyi hareketler de pek sık olmuyordu. Yani kimi, neyi alkışlayacaktık.

Sıtkı’nın her zamankinin aksine mütereddit ve çekingen hareketlerini mi? İsmet, Ekerbiçer veya Günay’ın alışılmış, o daima beğenilmiş oturaklı müdafi hallerinin dünkü ancak kendini kurtaran oyunlarını mı? Zeki Ziya’yı yırtıcı Şirzat’ı, iyi futbolcu Mustafa’yı dün tanınmayacak kadar değiştiren sebebi bilinmez durgunluğu mu? Yoksa vurduğu toptan erkekçe sesler getirmekle tanınmış Aydemir’in o yarım ve pis vuruşlarını, yahut cıva gibi İbrahim ve İhsanın göz doldurmayan halleri mi? Kimi, neyi alkışlayacaktık?

Alkışlanacak bir iki şey oldu… Onları da alkışladık doğrusu… Bunlardan birincisi Aydemir’in attığı goldü. Bu golü bize öyle geldi ki ancak Aydemir kadar soğukkanlı ve sakin bir adam atabilirdi. Ekerbiçer’den sonra Sıtkı’yı da aşarken girdiği mükemmel pozisyonda aceleye gelip topu kafa ile kaleye yuvarlaması gol şansını yarıya indiriverecekti. Fakat o bekledi; kaleyi dolduran müdafiide mağlup etmek için tedbir aradı ve buldu. Gol, bir Büyük goldü.

Maçın ilk devresinde rüzgarla beraber oynayan İstanbulsporlular daha çok rakip sahada dolaşmışlar, fakat doğru dürüst bir tehlike olamamışlardı. Hatta, neden açık konuşmamalı, İhsanın attığı gol de biraz tesadüfi gözükmüştü. Filhakika İhsan’ın şutu güzeldi, ani idi, kalenin iyi bir köşesine yerleşmişti. Ama böyle, bir şutu vasatın üstündeki klasını ispat etmiş bir kalecinin takip etmemesi garipti.

İkinci devrede rüzgarı arkasına alan Beykoz, İstanbulspor kalesini iyice sıkıştırıyor, fakat netice alamıyordu. Bunda Beykoz forvetlerinin beceriksizliği kadar İstanbulspor müdafaasının da girgin ve cesur kesiciliği rol oynadı.

İstanbulspor böylece mili ligde ilk galibiyetini alıyor ve böylece – beklide- kaderini değiştiriyordu.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir