Fenerbahçe 5-1 İstanbulspor (08.02.1935)

Stat: Şeref

Hakem: Sadi Karsan

Fenerbahçe: Hüsamettin, Fazıl, Yaşar, Esat, Ali Rıza, Mehmet, Fikret, Niyazi, Muzaffer, Namık, Şaban

İstanbulspor: Mecdi Hikmet, Sabih, Ali Sohtorik, Enver Arseven, Orhan, Nevzat, Sami Açıköney, İsmail Paksoy, Fahri Paçalıoğlu, Reşat, Cihat Ergün

Goller: Dk.21 ve Dk.86 Namık, Dk.53 Muzaffer, Dk.75 Şaban, Dk.77 Fikret (Fenerbahçe), Dk.60 Cihat Ergün (İstanbulspor)

Daha birinci dakika bitmeden, sağdan bir Fener akınının İstanbulspor kalesine kadar indiğini, topun seri bir havale ile Fikret’e kadar geldiğini ve yeniden ortalanarak Muzafferin isabetsiz bir vuruşu ile avuta gittiğini görüyoruz.

Bu seri başlangıç seyircilere heyecanlı bir oyun vadediyordu. Bu ümitle hazırlananlar, her geçen dakika ile cazibesini bir parça daha kaybeden tatsız bir oyun takibine başladılar. Birinci devre kontrolsüz ve zevksiz bir
oyunla, 0-1 Fenerin lehine bitti. Bu devredeki umumi vaziyeti şöyle hulâsa etmek kabildir;

İstanbulspor daha ziyade bir müdafaa oyunu oynuyordu. Bazı kıymetli elemanlarının takımda yer almaması yüzünden, kuvvetli rakibinin karşısında paniğe uğramamak endişesiyle bu tabiyeyi tercih ettiği görülüyordu. Bu haklı düşünce maalesef oyunun zevkini kaçırdı. Birçok zamanlar sahanın orta çizgisi üzerinde oynayan Fenerbahçe müdafaası, yirmi bir kişinin dar bir saha içinde bulunmasını intaç eden kat’i bir tazyiki gösteriyorlardı.

Bu devre içinde Namık’ın plase bir sol şutu Fenerlilerin lehine devrenin yegâne sayısını kaydetti.

İkinci devrede Fenerliler daha canlı, daha müessir ve vaziyete daha hâkimdiler. Oyunu açmaya muvaffak oldular. Ve her iki açıktan hakkı ile istifade ederek güzel dört gol daha çıkardılar. Bu golleri sırası ile Muzaffer,
Şaban, Fikret ve Namık yaptılar.
Bilhassa dördüncü ve beşinci goller çok güzel oldu. İstanbulsporlular bu beş gole, penaltıdan attıkları bir tek gol ile mukabele ettiler. Maç bu suretle 1-5 İstanbulspor’un mağlubiyeti ile bitti.

 

Dün Beşiktaş sahasında Fenerbahçe İstanbulspor karşılaşırken hayli enteresan vaziyetler oldu. Top tam dört defa duvardan aşarak denize gitti. Ortada bol top olduğu için birinci, ikinci gidişlerde pek beklenmedi fakat üçüncü gidişte topu getirilmesi adam akıllı uzadı. Dördüncü gidişte ise top kesilmiş ve sönmüş olarak ortaya çıktı!

Sonradan işittiğimize göre giden toplar denize gidiyormuş. Uzakta bulunan bir balıkçı çağırılmış. Balıkçı gelmiş. Fakat tahlis a ettiği (!) topu karaya çıkarmak için para istemiş. Buna kimse yanaşmayınca topu gene suya bırakarak gitmeye kalkmış. Fakat karadakiler kendisini taşa tutmakla korkutmuşlar. Derken bir zabıta memurunun ihtarı üzerine balıkçı topu karadakilere vermeğe razı olmuş.

Dördüncü defasında topu bıçakla patlatan genç de meydana çıkarılmış ve hakkında takibata başlanmış.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir