60 Yıl Sarı-Siyah: Dr.Ali Uygun (14.Bölüm)

Küme düşme iki takımla sınırlandırılınca bir ölçüde rahatlama gelmişti. 31. Haftada Fenerbahçe`den Saraçoğlu`nda Ethemi`nin 2 ve Eze`nin 90+6`da inanılmaz golü ile bir puan alıp, yine Eze`nin golü ile Giresinspor`u da 1-0 yenerek kendimizi 32 puanla küme düşme barajının dışına attık. Artık defansta hava topuna çıkan Mehmet Yeşil ve Deli, Orta sahada Onur, Ba ve Muammer, forvette de Eze ve Lokilo vardı. Beş ara transferin katkısı takıma 41 puanla katkı sağlamıştı. Kulüpte 3. dönemini yaşayan Fatih Tekke kaleci Jensen`den her ne kadar hoşlanmasa da  Danimarka`lı yediği 57 gole rağmen Beinspor istatistiğinde 120 gol kurtarışı ile kaleciler başarı sıralamasında 1. sırada yer almıştı.

Geldik 2023-24 sezonuna. 1958 yılında Milli Lig adıyla başlayan ya da şimdilerde önüne ya bir futbol adamı ya da para için bir firma adı katılan en üst klasman 76. yılında ve Sarı-Siyahın bu kategorideki 25. Sezonu. Kümede kalma çabası ile devam eden 3. Tekke döneminde Duhaney ve Deli kulüpte kalmışlar, medya ve arkadaşlardan öğrendiğime göre 5 Afrikalı, 1 Brezilyalı ve bir Litvanyalı ile taşra takımlarından birkaç isimsiz oyuncu alınmış, ayrıca Tekke kendi oğluna da kadroya yazmıştı. Ologo ve Topalli 1. Lig kulüplerine kiralanmıştı. Deplasmanda oynanacak Konya maçını 4 arkadaş birlikte izlemek üzere TV başındayız. Maçtan önce hoca nasıl bir yeni taktikle oynayacaklarını heyecanla anlatıyordu. Karşılaşma İbrahim`in golü ile başlasa da, oyun tamamen bizim yan sahada oynanıyor, hatta devrede ısı haritasında bizim kale sahasının içi yoğunluktan kıpkırmızı. Bu kadar zamanda hala defans kurgusunu yapamamış, garip taktik ve dizilimler deniyor, kenardan agresif müdahalelerle futbolcularıda tatbikatları ile bunaltıyordu.

Kazanılan penaltı da topa iyi vuranlar varken, Emir Kaan`a attırılıp kaçırılıyor, 86. Dakika sarı kartlı Konya Santraforu sağ ayağı ile Muammer`in ayağına basıp, sol vuruşla beraberliği sağlıyordu. Daha önce bize pek çok iyilik(!) yapmış VAR, 5 dakika izleyip, hakemi çağırmadı bile.

O maçta iki mesaj birden aldık. 1- Bu hoca ve kadro ile biz bir yere varamayız. 2- Atama TFF başkanına baştan muhalif olan Beşiktaş ile birlikte biz 6 İstanbul takımı baştan çizilmiş. 6. haftada Antalya yenilgisi ile Fatih Tekke Kayseri Erciyes, Denizlispor, Bursa maceralarından sonra İstanbulspor`dan da 3. kez kovuldu. Bu da bize ders olur umarım. Zaten önceki Başakşehir maçında kulübeye “Yeter artık, bu kulübün yakasından düşün” sesli mesajları iletilmişti.

Ardından 2016 dan bu yana formayı 182 kez giymiş olan İbrahim Yılmaz kulüpten atıldı,  bir sene sonra da kaleci Jensen gönderildi ve bir baktık ki, takımın başına İsviçre`den Hakan Yakın getirildi. Futbolculuğuna diyecek yok, İsviçre milli takım antrenörü ağabeyi de iyi referans ama antrenörlük  deneyimi zayıf Türk futbolunu tanımıyor, Türkçe konuşamıyor, her şeyden önce kadroda iş yok !  O kadar dolaşıp para vereceğine, aldıklarının yerine Aksaray`da sokakta saat satan Afrikalıları alsan bir şey fark etmeyecek, kim bunları getirmiş, kim karar vermiş?
Bu arada ülke futbolunda kıyamet kopuyor. TFF batmış, her hafta tribün ve saha olayları, hakem ve VAR skandalları , kulüplerdeki transfer yasakları, silinen puanlar iddia bahis şirketleri kuran başkanlar yayıncı şirketin eline bakan bir lig, hakem yumruklayan kaleciler tam bir kaos. Geldik 17. Haftaya, 16. Haftada VAR`dan uzatmada verdiği penaltı ile takımı mağlup eden zat, Esenyurt ta Trabzon maçında orta hakem ve Muammerin rakip ceza sahasında indirilmesine sırtını dönüp bakmadan karşı akında gol yememize neden olarak maçın durmasına ve Ecmel başkanın nihayetinde takımı sahadan çekmesine yol açıyor. Bu kez VAR`dan müdahale etmeyenler ise 50 yıldan süregelen bir hakem ailesinin mahdumları ve kimsenin tanımadığı 7/24 Riva nöbetçisi.

Olay iç ve dış kamuoyunda büyük yankı uyandırdı hükmen mağlup olup 3 ceza puanı da yedik. Başkan basın toplantısında “ Ne yapayım ben de çıkıp birine tokat mı atayım” diye konuştu. O haftaya kadar 8 maçta 10 puanımız kaybettirilmişti ceza ile birlikte 6 puanda kaldık ve yönetim takım teknik kadro taraftar hep birlikte havlu atarak tevekkülle sezonun bitimini ve küme düşmeyi beklemeye başladık.

Devre bitiminde Hakan Yakın ayrıldı ikinci kez Osman Zeki başa geçti, Ethem ve Alessandae`ya sattılar ve gelecek sezonun kadro mühendisliğini yapmaya başladılar.

Ama ülke futbolundaki kaos bitmedi. Para için Suudi Arabistan`a verilen 100.yıl Süper Kupa finali takımların direnişi ile oynanmadan Urfa’ya alınan maça Fenerbahçe U19 takımı ile çıkıp 3. dakikada sahadan çekildi. Trabzon`da seyirci sahaya girerek Fenerbahçeli futbolculara saldırdı, rezaletler ayyuka çıkınca yabancı VAR hakemi getirildi. Genel Kurul istekleri ise TFF başkanının Avrupa Şampiyonasına başkan olarak gitme hesabı yüzünden bir türlü çözülemedi.

Sonuçta son 6 haftayı yenilgilerle tamamlayıp 16 puanla ligi sonuncu bitirdik. Bizimle birlikte öngörüldüğü gibi diğerleri İstanbul takımı Karagümrük ve Pendikspor ile son anda ketenpereye gelen Ankaragücü küme düştü. Bu takımların bizim en az 3 katımız para harcadığını göz önüne alırsak hiç olmazsa finansal açıdan en az zararla çıktığımız söylenebilir.
Son Fenerbahçe maçının ardından 27 Mayıs 2024 günü Milliyet gazetesinde Ercan Güven şöyle yazıyor     “ Fenerbahçe`yi taraftar bağrına bastı ama İstanbulspor`un hakkını kim verecek? Süper Lig`den çoktan düşmüş olan konuk takım, mağlup durumda olsa bile biran oyundan kopmadan gücü kadar oynadı, direği salladı gol aradı. Teslim olmadı. Süper Lig`deki Şerefli dakikalarını onurla tamamladı. Bravo İstanbulspor`a ”

Aklımın erdiği yaklaşık 70 yıldır futbolla ilgiliyim, 1956`da 3-1`lik Macaristan galibiyetini, 1957`de ilk kez İstanbulspor`u izledim. Ancak bu kadar dibe vurmuş bir dönem olmadı. Türk futbolunda.
Yenilgiler ve tek tük beraberliklerde 34. Haftaya geldik. Esenyurt`ta bizim gibi potansiyel kurbanlardan İtalya gurbetçi karması bir takım olan Karagümrük ile oynuyoruz. Baştan söyleyelim, maç 112 dakika sürmüş, ama top oyunda 50 dakika bile kalmamış. Aciz bir hakem VAR`lar sayılan sayılmayan goller, olmayan penaltılar, ofsaytlar anlatmakla bitmez, 90+9`da olmayan penaltıdan umumi istek üzerine verilen penaltıyla 2-1 yenildik , teorik ve matematiksel olarak Süper Lig`den düştük. Türkiye`de bu olaya “FUTBOL” deniliyor.

Sonunda bu eşi benzeri görülmemiş skandallarla tamamlanan sezonun ardından, dönüp geriye baktım.

Eski rakiplerimizden Vefa, Beykoz, İzmirspor , Bakırköyspor nerede? Şampiyon olmuş Bursa ile Denizli, Akhisar ,Karabük ,Karşıyaka ,Elazığ ,Van, 06.10.1957 Dardanel, Balıkesir nerelerde? Takımımız 66 yıllık ebedi puan cetvelinde 75 takım içinde 14. sırada. Ülkede pek çok alanda yaşanan bugünkü kaos bir gün biter ve futbolu da dibe vardıranlar ileride hayırla(!) bile anılmadan unutulup giderler. Ancak kadim kentimizin adını taşıyan renkleri şehit anıları ile bezenmiş İstanbulspor bugün bile 20 takımlı Süper Ligde adı bilmem ne şirketinin reklamları ile anılmayan 6 kulüpten biri olarak dimdik ayakta duruyor. Umarım kulübümüz yöneticilerimiz ve sporcularımız sayesinde en geç 100. Kuruluş yılı olan 2026`da yine en üst klasmana, Süper Lige dönecektir.

İki yıllık Süper Lig macerasının ardından döndüğümüz 1. Ligde kadrodan 2 kaleci, 2 Arnavut, defansın direkleri Mehmet Yeşil ve Deli ile bir kaç Afrikalı boşalmıştı. Kale Almanya kökenli. sağlam kaleci İsa ile doldurulurken Osman Zeki defansın ortasına Okan ve futbola gerçekten bilen Coly ile kapatmış, ancak sağbek eksikliği belli oluyordu.

Takımın en güçlü yeri Vorobjovas, Muammer, Loshaj ve yeni gelen Kubilay ile orta saha idi. Nokta santrfor yine yokken, forvet Sambrissa, Kaan ve piyangodan çıkan Diarra ile kurulmuştu. Manisa galibiyet ile gelen üç maçlık serinin ardından lider girdiğimiz 7. haftada 3-0 lık Kocaeli yenilgisi ile iniş başladı. Devre 27 puanla 8. sırada tamamlanırken, pek umut olmasa gerek, Ethemi, Ali Yaşar ve Muammer ‘de Iğdır’a gönderildi. Ancak Sağbeke oturan Yunus stoper Fatih ile 14 kişilik bir şablon tutturan Osman Zeki Hoca sezonu 64 puanla 4. sırada tamamlamayı başardı. Bu arada Emir Kaan ve Diarra 15 er golle Gol krallığında ilk 5 te yer aldılar. İlginç olan eski hocalarımızdan Yalçın Koşukavak’ın takımı Bolu’ya yenildiğimiz iki maçı kazansaydık, doğrudan Süper Lige çıkacaktık. Ayrıca Playoff ‘un ilk maçında yine Bolu’ya yenilerek elendik, Kocaeli, Gençlerbirliği ve Karagümrük Süper Lige yükseldiler.

İstanbul’a üniversitede okumaya gelip, Tuzlaspor’da bir maça dahi çıkamayan Diarra’yı keşfeden teknik ekibimiz sağ olsun, Feyenord Hollanda’dan gelip 0nu 4,7 milyon Euro’ya transfer etti. Aynı şey Zeki Çelik de olmadı mı? Lucescu tutup 1. Ligden Milli Takma almasaydı, Fransa ve İtalya’da oynayabilir miydi? Bizim büyük (!) kulüpler hala olmadık adamlara paraları saçıp dursun.

Dr.Ali Uygun

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir