Fenerbahçe 1-1 İstanbulspor

Stat: Mithatpaşa

Hakem: Mustafa Gerçeker, Hüseyin Boralı, İbrahim Mentor

Fenerbahçe: Hazım Cantez, Basri Dirimlili, Özcan Köksoy, Naci Erdem, Hüseyin Yazıcı, Şeref Has, Selim Soydan, Nedim Doğan, Mustafa Güven, Lefter Küçükandonyadis, Özer Kanra

İstanbulspor: Yılmaz Urul, Yalçın Saner, Kemal Erkut, Hasan Altun, Kenan Buharalı, Güngör Tetik, Kostas Kasapoğlu, Ahmet Şahin, Arif Gürer, Bilge Tarhan, İhsan Baydar

Goller: Dk. 81 Lefter Küçükandonyadis (Fenerbahçe), Dk. 35 İhsan Baydar (İstanbulspor)

Kırmızı Kart: Dk. 88 Arif Gürer (İstanbulspor)

Seyirci ve Hasılat: 12.722 kişi, 63.101 lira

Mevsimin ilk karı yağıyordu… Rüzgâr, akınları hep deniz yönündeki kaleye yığıyordu… Lefter tam 39. yaşına basıyordu… Fenerbahçe, devamlı bastırıyordu… Ama golü atan İstanbulspor oluyordu …

Evet, sarı – lacivertli takım, sert rüzgârı arkasına alarak hızlı ve canlı başlamış, 35 dakika akın üstüne akın tazelemişti. Kötü hava şartlarına rağmen, maçın havası, hatta kalitesi kötü değildi. Süratli bir tempoda geçen oyunda gol kokan anlar öylesine fazlaydı ki… Her an «gol» bekleniyordu. Ve bu gol, daima bastıran Fenerbahçe’den bekleniyordu. Sarı – lacivertliler, hele iki yan haflarının forveti destekleyerek sık sık ileri yanaşıp attıkları sıkı şutlarla, İstanbulspor kalesini tehdit ediyorlardı. Takım halinde Fenerbahçe’nin görünüşü, «iyi» idi.

Ancak 35 dakikalık baskı İstanbulspor’un dinamik müdafaası, özellikle başarılı kalecisi önünde meyva vermemiş, 0-0’lık durum bozulmamıştı. O ana kadar, zaman zaman ani kontrataklarla hücuma geçen sarı -siyahlılar, büyük tehlike yaratamamış pek pozisyona girememişlerdi. Fakat 35. dakikada Özcan’ın geri pası isabetsiz gitmiş. Hazım da yetişip alamayınca top kornere çıkmıştı. İşte Kasapoğlu’nun bu korner atışında, topu ceza sahası dışına çıkaran Fenerbahçe defansı, tehlikenin geçtiğini zannederken, İhsan yakaladı meşin yuvarlağı… Ve mükemmel bir şutla kaleye gönderiverdi. Bu gol, hem baskı, hem rüzgar altında oynayan İstanbulspor’un ilk yarıyı 1-0 önde bitirmesini sağlayacaktı.

İkinci yarıda Naci’yi hafa, Şeref’i forvete alan Fenerbahçe, beraberlik golü gayretiyle mücadeleye başlarken, ikinci gol tehlikesiyle yüzyüze kaldı. Bilge tek başına giderken, Özer yetişmese, az sonra da Arif kale ağzına dalarken Hazım ayaklarına atlamasa Fenerbahçe’nin 2-0 mağlup duruma düşmesi pek yakın ihtimaldi. Bu arada (23. dakikada) Bilge’nin ceza sahası içinde düşürülmesi de, ziyadesiyle «penaltı» kokusu duyurmuştu.

İstanbulspor, bu yarıda ilk devreden daha başarılıydı. enerjik bir müdafaa ile 1-0’lık avantajını koruyordu. Fenerbahçe ise sıkışık oyundan ya da telaştan sarı – siyahlı defansın işini kolaylaştırıyordu. Ama beraberlik golü de, tıpkı ilk gol gibi, beklenmedik anda, beklenmedik pozisyonda doğdu. Mustafa’nın ortasını yakalayan Lefter, topu kaleye havale etmiş, üst direğin içine çarpan top da, çizgiyi geçince hakem «gol» ü düdüğüyle ilan etmişti. Fakat kale ağzındaki mücadele bitmiyor, sarı – siyahlılar topu uzaklaştırmağa çabalarken, Nedim golü tamamlayan vuruşunu yapıyordu. Aslında gol, Lefter’in vuruşuyla olmuş, bitmişti. Maçın bitimine ise 9 dakika vardı.

Lefter, bu karambol golünü yeter bir yaş günü hediyesi görmemiş olmalı ki maçın sonuna üç dakika kala, daldı, iki kişi arasından geçerken makaslandı. Hakem bu «penaltı» koşusuna da tıpkı Bilge’nin düşürülmesindeki gibi duymamıştı.

Yalnız oynamanın değil, seyretmenin bile çok güç olduğu maç, kar soğuğunda biterken İstanbulspor’lu Arif’in fazla ateşli davranışına şahit olunacak ve Arif, hareketinin cezasını oyundan atılmakla görecekti. Bu tatsız olay dışında ve aşırı kötü havaya rağmen, pekala süratli ve heyecanlı bir maç seyredilmişti. İstanbulspor kaçırdığı galibiyete değil, aldığı puana, Fenerbahçe de verdiği puana değil, kurtardığı beraberliğe memnun olacaktı.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir