Stat: Taksim
Hakem: Kemal Rıfat Kalpakçıoğlu
Süleymaniye: Nuri Pekesen, Ruhi Öztürk, Necdet Çubuk, Burhan Özgenç, Tanaş, Bülent Turnagil, Niko, Cafer Akyaz, Daniş, Ali Kumsal, Nuri Sorpaşen
İstanbulspor: Lütfü, Sabih, Semih Duransoy, Halit, Azizi Orhun, Orhan, Reşat, Selahattin Beliren, Tevfik Gence, Nevzat, Selahattin Almay
Gol: Dk.84 Selahattin Almay (İstanbulspor)
Son maç İstanbulspor birinci takımı ile Süleymaniye birinci takımı arasında yapıldı. İki takım birinci maçta berabere kalmışlardı. Bu itibarla iki tarafın da maçı kazanmak hususunda büyük ümitler besledikleri kolaylıkla görülüyordu. Fahri ve Hasan’ın hastalığı İstanbulspor takımında hafif bir değişiklik yaptırmıştı. Hakem Abdullah Beyin gelmemesi dolayısı ile maçı Kemal Rıfat Bey’in idare etmesi kararlaştırılmıştır.
İlk devrede İstanbulsporlular rüzgâr altında kalmışlardı. Bunun için bu devrede birkaç ciddi tehlike atlattılar. Süleymaniyelilerin çok güzel bir maç yaptıkları görülüyordu. Adamakıllı yer tutuyorlar, istekli oynuyorlar ve rakip takımın ileri oyuncularına şut çekme imkânı vermiyorlardı. Havanın soğukluğu, rüzgârın sertliği oyunun hızını mahsüs bir şekilde arttırmıştı. Rüzgâra rağmen iki takım da havadan ve açık paslı oynadıkları için pas ve kontrol hesapları çok defa yanlış çıkıyordu. İlk devre biraz da Süleymaniye lehine sıfıra sıfır bitti.
İkinci devrede Süleymaniyeliler rüzgâr altına düştüler ve daha devre başlangıcında da Süleymaniye müdafilerinden Ruhinin hakem tarafından sahadan çıkarılması kendilerini daha müşkül bir vaziyete soktu. Bu müdafi birinci devrede rakip mühacimlerden birisine bir tekme vurmuş ve hakem tarafından bir ihtar cezası almıştı. İkinci devre başında da ayni hareketi tekrarlayınca hakem tarafından bu suretle cezalandırıldı.
Fakat Süleymaniyeliler, mühim bir müdafaa uzvunu kaybetmelerine rağmen devre sonuna kadar cesaretle ve maharetle göğüs gerdiler. O kadar ki, geçen hafta Fenerbahçe’ye 9 sayı ile yenilen cansız ve isteksiz Süleymaniye takı- mile bugünkü takımın arasında hiç münasebeti yokmuş gibi bir telakki uyandırdılar. İstanbulspor’un tazyiki zaman zaman bir çembed şeklini almasına rağmen Süleymaniye kalesine bir türlü sayı olmuyordu. İki takımın gene berabere kalacakları anlaşılıyordu. Fakat işte bu dakikaları birinde kaleciden evvel topa ayak dokunduran Salâhaddin’in maharetli bir vuruşu İstanbulsporlulara ilk ve son galibiyet sayısını kazandırıverdi.
