Fenerbahçe 1-0 İstanbulspor

Stat: Mithatpaşa

Hakem: Ahmet Bagadır, Hasan Altın, Özer Kızıltan

Fenerbahçe: Illie Datcu, Şükrü Birant, Levent Engineri, Ercan Aktuna, Numan Okumuş, Ziya Şengül, Fuat Saner, Nedim Doğan, Bülent Şeref, Zeki Temizer, Yaşar Mumcu

İstanbulspor: Mete Bozkurt, Yalçın Saner, Tayfun Kalkavan, Alpaslan Eratlı, Yıldırım İper (Dk. 58 Celal Sivrioğlu), Bülent Buda, Ahmet Altuntaş, Cemil Turan, Ali Açıkgöz, Bilge Tarhan, Kostas Kasapoğlu (Dk. 67 Hayati Küçükçavdar)

Gol: Dk. 71 Ziya Şengül (Fenerbahçe)

Fenerbahçe, milli lige galibiyetle girdi: Kutlu olsun… Aynı Fenerbahçe aynı milli lige çok kötü bir futbolla girdi: İhtar olsun… Geçen yılın şampiyonu, üstelik adı Fenerbahçe olduğu halde. sezonun ilk maçında tribünleri doldurmayan bir seyirciyle kaldı: Hesapta olsun… İstanbulspor, beceriksizce oynadığı maçta rakibe iki puan kaybetmenin tesellisini belki de rakibinin ünlü adında ve şampiyonluk sıfatında buldu: Şan olsun… sarı – siyahlılar kazanabilecekleri, hiç olmazsa berabere kalabilecekleri bir maçı rakibe üstün olan bazı silâhlarını kullanamadıkları için kaybettiler: Oh olsun…

Gündüz Kılıç karşımda oturmuş soruyor «bu maçta iyice bir futbol oynayan birkaç isim say bakalım.» ıkına sıkına birkaç isim buluyorum. İstanbulsporlu Dr. Kaya Çilingiroğlu odamıza girip selâmlıyor. Aynı şeyi ondan da istiyoruz: Tereddütler içinde bir iki isim çekiyoruz ağzından, kuyudan çıkrıkla kova çeker gibi… Namık Sevik, Can Bartu, servisteki başka arkadaşlar da şöyle seslerini yükselterek, kesin bir deyiş tarzıyla birkaç futbolcu sayamıyorlar. «… bence biraz görevini yaptı.» «… fena değildi…» «… her şeye rağmen dikkati çekiyordu…»

Yirmi iki futbolcu içinden yalnız Ziya, herkesin ağzından ilk ad olarak çıkıyordu. Baba Gündüz’le karşılıklı bakışıp, soran gözlerle birbirimizi süzüyor ve başlarımızı eğip çalışmağa başlıyoruz.

Nasıl başlamıştı bu maç? Çok uzun zamandır, belki de yıllardan beri çim sahada top koşturmamanın acemiliğini çeker gibi İstanbulspor. Fenerbahçe’yi seyrederek oyuna başladı. topa ve rakibe girmiyorlar, sanki yerlerini kaybederlerse geri gelemeyecekmiş gibi hepsi birkaç metrelik bir sahada kalıyorlardı. Saha boştu sarı – lâcivertliler için… ve bu boşlukta al gülüm, ver gülüm on on-beş dakika topu dolaştırdılar. aslında Fenerbahçe iyi futbol oynuyor değildi…

Belki de 12 nci dakikada Bilge’nin soldan getirip. çizgiye kadar sokulduktan sonra yaptığı ortaya, bütün Fenerbahçe defansı o tarafa yattığı için kaleyi bomboş bulan Ali’nin yatarak attığı şutun iyi oturmaması biraz ümitlendirdi İstanbulspor’luları da… diriliverdiler.

Sahaya yavaş yavaş alışıp, yayılmağa başlayınca ve adam adama mücadelede rakibi seyretmeyi bırakıp bastırmaya başlayınca oyuna hissedilir şekilde ağırlıklarını da koydular.

Fakat sahada gene de kurbağalıdere futbol takımı ile İstanbul Erkek Lisesinin gençleri var gibiydi… herkeste iyi niyet vardı şüphesiz: Ama iyi futbol yoktu. .

33 üncü dakikada Zeki’nin çok yakına kadar sokulup kaleye paralel olarak uzattığı topa Mete sadece bakınca hiçbir Fenerbahçeli’nin atak yapmaması… 37 nci dakikada Yaşar’ın sağdan ortaladığı topa Zeki’nin koç gibi uzanarak ancak sür’atini kesişi ve Bülent’te kale ağzında inanılmayacak kadar pis bir vuruşla avuta gönderişi… Şükrü’nün sebep olduğu frikikte Kasaboğlu ‘nun ortasına Tayfun’un dikine kafa vuruşu ile yükselen topu Datcu’nun kaybedişi ile ortalığın karışması… 55 inci dakikada Mete’nin uzaktan atılmış bir şutu yumruklayıp dışarı atışı… 59 uncu dakikada İstanbulspor defansından dönen bir topu Zeki’nin ceza sahası dışında yakalayıp sert bir şut atışı ve bunu Mete’nin yumrukla karşılaması… 63 üncü dakikada ortadan açılan bir akında Nedim’in kaleye oldukça uzaktan savurduğu pis şutun, kalenin tam önünde yere çarpıp Mete’yi aldatışı ve omuzuna çarparak topun dışarı gidişi… 68 inci dakikada Zeki’nin ayağından çıkan falsolu topun direği sıyırıp gidişi…

Bütün bu pozisyonlar. düşünülmüş ve bilinçli olarak hazırlanmış futbol hareketleri olmaktan çok, iyi niyetli bazı adamların zor zoruna yaratabildikleri birkaç kişisel pozisyondan ibaretti.

Maçın tek golü de gene böyle bir adamın bir anlık parlayışı ile oldu: Kornerden gelen topa tayfun bir kafa vurmuş, fakat vuruşunu saha boşluğuna ya da arkadaşlarından birine ulaştıramamıştı. Ziya beklenmedik bir anda önünde buldu topu… sahada söyle böyle bir futbol oynayan tek adam olan Ziya bu topa ustaca ve çok sert bir vole oturttu. Mete topa bakamadı bile…

Maçın bundan sonrasında İstanbulspor tamamen çözüldü. sadece 79 uncu dakikada Cemil’in söküp götürerek Ali’ye verdiği pasla. Fenerbahçe kalesinde bir tehlike yarattılar. Onu da Ali’nin duraklaması yüzünden Datcu akıllı bir fırlayışla aldı…

Son on dakikada Fenerbahçe, çoğu Zeki’nin o ayağından bir hayli gol kaçırdı…

Fenerbahçe. lige iki puanla girdi: kutlu olsun… ama kötü bir futbolla aldı bu iki puanı: ihtar olsun…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir