Galatasaray 1-1 İstanbulspor (29.09.1968)

Stat: Ali Sami Yen

Hakem: Max Spinnler

Galatasaray: Varol Ürkmez, Muzaffer Sipahi, Ali Elveren, Mehmet Oğuz (Dk. 46 Turan Doğangün), Talat Özkarslı, Mazlum Fırtına, Ayhan Elmastaşoğlu, Uğur Köken, Metin Oktay, Engin Gürses, Muhlis Gülen

İstanbulspor: Yılmaz Urul, Yalçın Saner, Celal Sivrioğlu, Bülent Buda, Türker Gülsoy, Yıldırım İper, Bilge Tarhan, Ahmet Altuntaş, Ahmet Gündoğdu, Kostas Kasapoğlu, Cemil Turan

Goller: Dk. 26 Ayhan Elmastaşoğlu (Galatasaray), Dk. 34 Kostas Kasapoğlu (İstanbulspor)

Galatasaray karsısında İstanbulspor, dün bir beraberlik kompleksi yüzünden galibiyetten oldu. Maça hızlı giren ve ayni hızı 90 dakika devam ettiren Sarı—Siyahlıların bütün gayesi, Galatasaray’dan bir tek puan koparmaktı. İstanbulspor ikinci devrede, müdafaa oyununa başvurmasa idi her hattı ile dökülen rakiplerinden rahat bir galibiyet alırlardı.

Galatasaray takımı, dün müdafaadan başlamak üzere döküldü, durdu. İki bek modern futbola heveslenip, ilerilere sarktıkça, asıl yerlerine dönmeyi unuttular. Onlar geriye koşana kadar İstanbulspor forveti kontrataklarla Varol’a korkulu dakikalar yaşattı. Bir yandan kaya gibi Muzaffer’in her alev alan yerde bitivermesi, öte yandan Sarı-Siyahlı forların şut kısırlığı, Galatasaray için iyi bir sonuç olan beraberliği doğurdu.

KAÇAN GALİBİYET

Eğer İstanbulspor takımı santrafor Ahmet’in allak bullak ettiği Sarı-Kırmızı kale önünde galip gelmek hırsı ve becerikliliği içinde çalışabilselerdi, sonuç elbette ki başka olurdu. Beraberlikten sonra forveti top tutamayan, tehlike yaratamayan, müdafaası savunma ve forvete destek olma telâşı içinde, durmadan açık veren G. Saray’ı İstanbulspor bastırsa idi, sahadan iki puanla ayrılırdı, Galatasaray forvetinin ilk devredeki bir-iki ümitli akını içinde gerçek netice alıcısı sadece Ayhan’ın gole götüren dalışıydı, Varol yediği golde topu göremedi bile. Bütün maç boyu bir tek şut çekemeyen Metin herhalde Kasapoğlu’nun bombasını kıskanmıştır.

KARŞILIKLI GOLLER

Oyunun ilk devresi tarafların diş ediş mücadelesi ile geçti, Yan hakemi Burhan Trak’ın süzemediği 10 metrelik bir ofsayt tribünleri yerinden oynattı. Bereket Cemil Varol’u da geçtiği halde topu auta attı. 26. dakikada Muhlisten gelişen akında Metinin pasını alan Ayhan, yandan sıyrılıp topu ağlara yolladı. Uğur golleri az sonra ikiliyordu ama, Yılmaz topu kornere gönderdi. 34. dakikada Nacilerden, Lefterlerden beri hasret kaldığımız nefis bir frikik golü gördük. Kasapoğlu 25 pastan bomba gibi bir şutla topu Galatasaray kalesinin üst köşesine çiviledi: 1-1.

SON DEVRE

İkinci devrede  Galatasaray Mehmet’in yerine Turan’ı takıma aldıysa da değişen bir şey olmadı. Beraberliğe yatmaya sanki önceden yemin etmiş gibi, İstanbulspor takımı darmadağınık Galatasaray’ı o halinde bile bastıramadı. Sarı-Kırmızılılar ciddi bir tehlike yaratamazken İstanbulspor son devrede iki kere buyur edilen galibiyeti koparıp alamadı.

Varol Cemil’in ayağına kapanmak ve Ahmet’in şutunu direk dibinden çıkartmakla beraberliği koruyan futbolcu oldu.

 

Necmi Tanyolaç ise Kasapoğlu ve İstanbulspor ile ilgili şu satırları döktürmüş.

Lefter’in Çırağı

Lefter  Fenerbehçe’de oynarken kendi takım arkadaşlarını överdi de, rakip oyunculardan beğendiğini saklardı. Yıllar yılı sıkıştırıldı, ağzından tek çıkan laf Metin Oktay oldu. Başkası yomluydu ordinaryüsün defterimde? Vardı, Kasapoğlu’da vardı. Fenerbahçe’den ayrılırken, onu saha içinden ve dışından alkışladığını açıklamıştır. Çünkü, Kasapoğlu da Lefter gibi futbolun güzel sanat bölümünden gelmiştir. Lefter çalımı düşünerek stardı ve yaptığı işin nereye varacağını belli etmezdi. Kasapoğlu da Lefter frikiklerini  ayağı ide değil  de, zekasıyla havale ederdi. Bu Kasapoğlu  Lefter’den  çocukluğunda ve yetişme yıllarında çok şey öğrenmiştir. Dün Galatasaray filelerini mermi gibi delip geçen frikik de, usta yapar çırak satar cinsinden, müthiş bir şeydi. Futbol şeytanlığı, tecrübe ile, matematik, fizikle yan yana gelince merminin düştüğü yeri yaktı. Dış dünyada ise Eusebio gibi “hayal adamlar” atıyordu böyle golleri.  Sağ olsun Kasapoğlu.

Ama frikiğin ve de Ayhan’ın golü dışında nesi vardı bu oyunun? İstanbulspor gereksiz bir beraberlik inadının peşinden koşmasaydı, Galatasaray’dan bir değil, iki puan alırdı. Çok eksiği, çok mesafesi var Sarı-Kırmızılı takımın. İstanbulspor ise saha ortasına yaydığı ezici kondisyon futbolundan çekiç sesleri çıkaramazsa, beraberliğe abone olacaktır. O da her maçta değil…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir