İstanbulspor 0-0 Fenerbahçe (20.10.1957)

Stat: Mithatpaşa

Hakem: Orhan Gönül

İstanbulspor: Sabih Sunter, Kadri Kartal, Kamil Cengiz, Kenan Buharalı, Yüksel Gözüpek, Merih Üççetin, Güngör Okay, İbrahim Toker, İhsan Baydar, Aydemir Nemli, Kostas Kasapoğlu

Fenerbahçe: Şükrü, Basri, Avni, Nedim, Naci, Şeref, Necdet, Can, Niyazi, Turhan, Lefter

Seyirci ve hasılat: 25.809 kişi, 45.660 lira

Doksan dakika yılmadan, yorulmadan ve tıpkı Gladyatörler gibi mücadele eden Fenerbahçe ve İstanbulspor, neticede iki puanı aralarında taksim ederek sahadan çıktılar. Futbolcular, bir buçuk saatlik mücadelenin sıyrıkları ve yorgunluğu ile kapalı tribünün sağ köşesindeki merdivenlerden inerek soyunma odalarına giderlerken, genç ve efendi bir adam ‘da yanında iki yardımcısı ve yüzünde acı bir gülümseyişle numaralı tribünlerin ortasına isabet eden kapıya doğru yürüyordu.

Bu adam karşılaşmayı en iyi şekilde idare edebilmek ve taraflardan hiçbirinin hakkını yememek için 90 dakikanın devamı müddetince didinmiş,  çırpınmış ve uğraşmıştı. Ve elhak bunda muvaffak da olmuştu. Lâkin yine de tribünlerden sahaya bir çığ gibi tasan şu ağır hitabın muhatabı olmaktan kurtulamamıştı.

Bu ne acı netice ve bu ne garip tecelli idi. Sahayı terk ederken acı acı Orhan Gönül gülmesin de kim gülsün. Dün dakikalar ilerledikçe netice üzerinde kendi kuvvet ve gayretleri ile bir rol oynayamayan iki rakip, hemen hemen her karambolde yerde kıvranan bir futbolcu bırakıyordu. Hakem Orhan Gönül bu yüzden sık sık, ama hakikaten pek sık düdük çalmak ve oyunu durdurmak mecburiyetinde kaldı. En küçük bir müsamahanın İşi büsbütün çığırından çıkaracağı muhakkaktı.  Buna müsaade etmeyen ve oyunu selâmetle sona erdiren Orhan Gönül’ün haksız yere uğradığı ağır hakaret İse ortadaydı.

Boyuna hakemden şikâyet ederiz. Bütün bunlardan sonra bir insanın daha iyi maç idare edebilmesine imkân gören varsa söylesin. Hiç kimsenin, başkalarının şeref ve haysiyetleri ile uluorta oynamasına müsaade edilmemelidir. Yazıktır. Biz kuyumuzu kendimiz kazıyoruz.

NASIL OYNADILAR

Dünkü maçın puantajdaki rolü cümlenin peşinen malum olduğu için, Sarı-Lacivertliler oyuna mutlaka netice almak azmi ile hırslı ve süratli girdiler. Buna mukabil Sarı-Siyahlılar bilhassa karşılaşmanın ilk yarısında defansif bir oyun oynamayı tercih eder göründüler.

Maçın ilk devresinin hemen hemen tamamında Fenerbahçe, gerek saha ve gerekse top  hâkimiyeti bakımından rakibinden çok üstündü. Karşılaşmanın ilk 45 dakikası içinde İstanbulsporlular. Sarı-Lacivertlilerin asgari 4 – 5 tehlikeli inişine karşılık ancak bir defa Şükrü için ciddi bir tehlike olabildiler.

Maçın ikinci devresinde, Fenerbahçe olsun İstanbulspor olsun karşılıklı akın tanzimi bakımından müsavi görünmelerine rağmen, Sarı Lacivertliler kullanamadıkları ve kaçırdıkları fırsatların çokluğu ile netice üzerinde daha fazla hak iddia edebilecek bir vaziyette idiler. Ne fayda ki adam adama ve yakın markajla oynayan Sarı-Siyahlı müdafaa karşısında Fenerbahçe forveti dağınık ve insicamsız oyunu İle kendilerine çok kıymetli 2 puan kazandıracak olan o tek sayıyı bir türlü kayda muvaffak olamadı.

Sarı-Lacivertlilerin iki yan hafının ve müdafaada ve ne de forvete yardımda müsbet rol oynayamayışlarının da dünkü neticede rolü olduğunu kabul etmek icap eder. Yan hafların forveti beslemekte kısır kalışları,  iki için geri oynamalarına sebep olduğu için, hücumlar geri çevrilince baskıyı devam ettirmek  imkânsız hale geliyor ve rakibin mukabil taarruzuna karşı koymak güçleşiyordu.

KAÇAN FIRSATLAR

Sarı-Lacivertliler oyunun ilk fırsatlarını 14 ve 20 nci dakikalarda Lefter ve Niyazi’nin şutlarının avuta gitmesi ile kullanamadılar.

26 ncı dakikada, dün iyi bir gününde olmayan Naci’den sıyrılan İhsan topu ezerek düşmekle devrenin tek müsait pozisyonunu kullanamamış oldu.

Devrenin bitmesine 4 dakika kala Sabih, Can’ın 5 – 6 pastan çektiği sert şutu yumrukla kornere atarak kalesini korudu.

DİREKTEN DÖNEN ŞUT

İkinci devrenin 12 nci dakikasında soldan, saha ortalarından kazanılan  bir serbest vuruşta Basri’nin ortasına Turan nefis bir yükselişle kafa vurarak topu Niyazi’nin önüne düşürdü. Niyazi’nin sert volesi ise bütün müdafaayı aştıktan sonra sol direkten geri dönerek Sarı-Lacivertlileri bir golden etti.

Oyunun bu yarısında her ili takımda daha canlı ve dikkatli oynadıkları için, maç çok sert bir seyir takip etmesine rağmen ilk devreye nazaran daha zevkli oluyordu.

İSTANBULSPOR BİR FIRSAT KAÇIRIYOR

İkinci devrenin 20. dakikada ortadan inkişaf eden bir İstanbulspor akınında Aydemir dalarak topu İhsan’a geçirdi. İhsan’ın derhal çektiği şut köşeden kaleye girmek üzereydi ki, Nedim topu keserek uzaklaştırdı. Dün muvaffak bir oyun çıkaran Sabih, 26 ncı dakikada soldan sağa aktarılan topa Turan’ın yakın mesafeden çektiği şutu da çelerek takımını bir golden daha kurtarmış oldu. 33 ve 35 inci dakikalarda Turan’ın iki kafa’ şutu az farkla kale üzerinden auta gitti.

İHSAN SON FIRSATI KULLANAMIYOR

Karşılaşmanın alaca karanlıkta oynaması son 10 dakikası içinde Sarı-Siyahlılar müstesna bir fırsat ele geçirdiler, fakat bunu neticelendiremeyerek sahadan berabere çıkmaya razı oldular. 38. dakikada Aydemir topu gayet güzel bir görüşle aradan İhsan’ın önüne doğru uzattı. Derhal fırlayan İhsan sıyrıldı ve üzerine doğru çıkan Şükrü’nün yanından topu kaleye şutladı, Taraflı tarafsız bütün stadı bir anda ayağa kaldıran bu pozisyonda top direğin dibinden avuta çıktı.

Ve 7. dakika sonra da maç netice değişmeden golsüz berabere kapandı. Fenerbahçe ve İstanbulspor birer puan kazanırken birer tane de kaybetmişler, fakat bu arada, liderliği tehlikeye girmiş olan Galatasaray bu tehlikeden sıyrılmıştı.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir