İstanbulspor 0-0 Göztepe

(15.10.1961 günü oynanması gerekirken milletvekili seçimi nedeniyle ertelendi ve bugün oynandı.)

Stat: Mithatpaşa

Hakem: Ahmet Bagatır,  Özdemir Erentok, Tevfik Parlar

İstanbulspor: Yılmaz Urul, Aleko Konstantinis, Yalçın Saner, Kenan Buharalı, Güngör Tetik, Yüksel Gözüpek, Tuncay Becedek, Nazım Çamlıbel, Bilge Tarhan, Kemal Kalkan, Kostas Kasapoğlu

Göztepe: Ali Artuner, Sümer Çulha, Çağlayan Derebaşı, Nevzat Güzelırmak, Sedat Çağlayan, Seracettin Kırklar, İzzet Kaylı, Abdürrahim Erdölek, Ali Rıza Odman, Hakkı İyibilir, Gürsel Aksel

Seyirci ve Hasılat: 4.338 kişi, 13.372 lira

Böylesine beraber ve gayesiz futbol seyretmek için Mithatpaşa Stadına kadar gitmeğe lüzum yoktu. Mahalle arasında bile taraflar hiç olmazsa birbirlerinin kalelerine gol atabilmek için bir şeyler yaparlar ve çoğumuza garip gelen acaip skorlara rağmen yine de dünkü İstanbulspor – Göztepe maçından daha çok seyre değer bir futbol oynarlardı.

İşte dün Mithatpaşa Stadında seyrettiğimiz Türkiye milli ligine dahil iki takım arasındaki müsabaka bir mahalle arası futbolunu aratacak kadar kalitesiz geçti . Bunda İstanbulspor’un beraberliğe rıza gösteren oyun tarzı ile, ikinci devrenin hemen hemen hemen tamamını iki sakat futbolcu ile oynamak zorunda oluşunun elbette rolü vardı ama ya Göztepe ne yapıyordu? Dokuz kişilik rakibi karşısında galibiyet ibresini kendi tarafına çevirebilmek için böyle mi mücadele etmeliydi? Elbetteki hayır.

Koskoca 90 dakikanın bir maçın not defterine kaydedilecek yegâne müsbet hareketi ilk devrenin 11. dakikasında İstanbulsporlu Yükselin direkten dönen bir şutu oldu. Bundan sonraki dakikalar evvela Yalçın’ın sonra da Yüksel’in sakatlanmalarından sonra 9 kişilik İstanbulspor’un kapalı müdafaa oyunu ile geçti.

Ara sıra ortadan geliştirilen akınlarda ise Kasapoğlu ve Tuncay yalnızlığın ızdırabını çektiler.

Göztepe forveti ise iki defa ceza sahası içine girebildi ve bunları da değerlendiremedi.

Dünkü maçı yazmak cidden kolaydı. «0-0 başladı. 0-0 bitti. 90 dakikanın boyunca da sıfırın üstünde hareket görülmedi.» demek, bu karşılaşmayı anlatmak için yeterdi. Bu kadar hareketsiz bir maçı anlatmakla vazifelendirilen spiker radyoda 90 dakikada dinleyicilerine bu sıfırlık maçı nasıl anlattı? Doğrusunu isterseniz bu müsabakayı anlatmak yazmaktan çok daha güçtü.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir