İstanbulspor 1-2 Fenerbahçe (16.03.1960)

Stat: Mithatpaşa

Hakem: Orhan Gönül, Asaf Öztan, Sadrettin Gün

İstanbulspor: Sabih Sünter, Garbis Parsehyan, Enver Özdemir, Güngör Okay, Kenan Buharalı, Güngör Tetik, Yüksel Gözüpek, İhsan Baydar, Nazım Çamlıbel, Ahmet Şahin, Kostas Kasapoğlu

Fenerbahçe: Şükrü, Avni, Naci, Basri, Necdet, Osman, Şeref, Lefter, Mustafa, Niyazi, Yüksel

Goller: Dk. 43 Kostas Kasapoğlu (PEN) (İstanbulspor), Dk. 27 Mustafa, Dk. 54 Niyazi (Fenerbahçe)

Seyirci ve Hasılat: 15.976 kişi,  67.727 lira

Son İzmir deplasmanından sonra F. Bahçenin çıkaracağı oyunu seyircisi, diğer kulüpler ve bütün sporseverler merakla bekliyordu. Sarı – Lacivertliler ya kaybettikleri üç puanın tesiri ile şahlanarak iyi bir oyun ve netice alacaklar veya İzmir’deki başarısız maçlara bir yenisini daha ilâve edecekler şeklinde düşünülüyordu. Fakat ikisi de olmadı. F. Bahce düzgün bir oyun çıkaramadığı gibi kötü de oynamadı ve çetin rakibini zor da olsa mağlup edebildi.

OSMAN, BASRİ VE SONRASI

Sarı – Siyah. takımın gayet kolay olarak rakip sahada top koşturması ve gol pozisyonuna girmesini. seyirciler durumu yadırgamıyorlardı. Çünkü müdafada ne yapacağını bilmeyen: her pozisyonda ekarte edilen iki bek Osman ve Basri defansın ahengini bozuyorlar ve diğer arkadaşlarını da zor durumlara sokuyorlardı. İlk devre başarılı bir oyun çıkaran Necdet ile defansın en iyi adamı Naci dahi gerideki iki bekin hatalarını örtmek için büyük gayret gösteriyorlardı. Avni anlayamadığımız bir tutukluk içindeydi. Gelen topları kesmekte zorluk çekiyor ve forvete olan vazifesini yapamıyordu.

F BAHÇEYE İKİ PUANI İKİ AÇIĞI KAZANDIRDI

F.Bahçeye iki puanı ve dolayısiyle galibiyeti iki açık oyuncusu Mustafa ve Niyazi kazandırdı. Çok iyi top takip eden ve forvetin en çalışkan iki adamından Mustafa birinci golü attığı zaman saatler 27 inci dakikayı gösteriyordu. Ceza sahası dışında Güngör’ün Şerefi faulle durdurmasını hakem cezalandırdı. Lefter dikti topu… Ve çok ustalıklı Mustafa’nın önüne yuvarlıyor.. Sağaçık çapraz vaziyette vurdu topa.. Ve Sabih’in elleri arasından topu filelerde görüyoruz. F.Bahçe’nin bu golünden evvel çok daha iyi maça başlayan ve devam ettiren İ.Spor da iki fırsat kaçırmıştı.

Mağlup vaziyete düştükten sonra dahi Sarı – Siyahlılar mücadeleyi bırakmadılar. Müdafaada emin ve çok iyi kapanan Sarı – Siyahlılar bilhassa yaptıkları akınlarda tehlikeli oluyorlardı. İhsan ve Yüksel çok rahatça neticeye gidebilecek pozisyonlar yaratabiliyorlardı. İşte 34 üncü dakikada; Sarı – Siyahlı İhsan soldan bir top götürüyor. Basri topa hâkim oldu, fakat pasını tekrar İhsan’a buyur etti. ihsan geçti Basri’yi. Top sıçrıyor… Şükrü fırladı, lâkin İhsan’da şutunu çekebiliyor.  Çarptı top Şükrü’ye ve soldan Kasapoğlu’nun önüne düşüyor. Sağiç topu çok acemice  havalandırıyor. Bu kaçan gol 34 üncü dakikaya tesadüf ediyor…

İSTANBULSPOR GOLÜNÜ PENALTIDAN ATIYOR

Daha evvel daha ağır bir hareketi İ, Spor lehine cezalandırmayan hakem Gönül 42 nci dakikada daha hafif bir hareketi tereddütsüz cezalandırıyor. Garip bir penaltı bu. Topla alakası olmayan Yüksel’i Osman omuzlayınca verilen karar penaltıdır…  Kasapoğlu Şükrünün sağından fileleri bulunca devre biterken İ. Spor beraberliği temin ediyor.

İKİNCİ DEVRE VE NİYAZİNN GOLÜ

47 İnci dakika: Kasapoğlu’nun ileri bir pası, İhsan, Basri’nin lâkaydisi ile pozisyona giriyor. Şutu ise çok kötü vurdu ve avut… 53 üncü dakika; yine bir ceza vuruşu 25 metreden Lefter kaleye çeker gibi yapıp, Niyazi’nin önüne düşürüyor; topu. Daldı Niyazi ve sol şutu ikinci defa rakip filelerde. Bu gol Sarı – Lacivertli takımın galibiyet sayısıdır.

VE HAKEM BİR PENALTI DAHA VERMİYOR

Maçın bitmesine yedi dakika var… İhsan’ı; Naci ceza sahası içinde indirdi. Hakemin görüşü ise cezanın ceza sahası dışında yapıldığı merkezinde… Kasapoğlu’nun barikattan kaleyi bulan sert şutunu Şükrü harika bir plonjonla kurtarıyor. Bu mutlak bir goldü.

Ve maçta bittiği vakit Fenerbahçeli futbolcular taraftarlarının kendileri aleyhindeki tezahüratın üzüntüsü içindeydiler.

Kahraman Bapcum maç yazısını ise şu şekilde kaleme almıştı:

«Tıssss!» tribünlerde on altı bin seyirci vardı. bunun ekseriyeti herhalde Fenerbahçeli idi. fakat o korkunç sevinç ve teşvik uğultusu şöyle dursun, birkaç seyrek el çırpma bile yoktu.

«Tıssss!» ve Fenerbahçe takımı sahaya çıkıyordu.

Böylece ilk omuz çöküşünü Fenerbahçe’nin taraftarları göstermişti. Maç başladıktan sonra futbolcuların da omuzlarında ağır bir hezimetin henüz çok taze olan yükü fark edilmeğe başladı. Böylece hem seyircisi hem futbolcusu ile omuzları çökmüş bir Fenerbahçe seyrettik. Bereket versin İstanbulsporlular, kendilerinden beklenen sürat ve mücadele kabiliyetini gösteremediler de…

Maçın bu uyuşuk temposu sıcak ve rutubetli bir hava gibi çökmüştü sahanın üzerine. Nihayet Fenerbahçe 27 nci dakikada Lefter’in sağa mikroya yuvarladığı frikik atışını bu küçük adamın iyi kullanmasiyle ilk golünü attı ve.. Maçın havası biraz serinledi.. Doğrusu bu gol sabin için iyi bir puan değildi. o çapta bir kaleci bu kadar çaprazdan ve âdeta üzerine yollanmış bir şutu mutlaka karşılamalı idi. Sabih yer tutamamıştı .

Fenerbahçe seyircisi hâlâ ümitlenmemişti ama yüreklerdeki serinlik bir vakıâ halindeydi. Fakat bu hal çok devam etmeyecek 34 üncü dakikada sağdan aşırılan bir top tam kale ağzında Basri’nin büyük bir hatâsı ile İhsanın önünde kalacaktı. Şükrü de çıkışını tam isabetle yapamayınca.. İhsan topu avuta attı ve Şükrünün altında kaldı. Bu tehlike atladıktan tam dokuz dakika sonra Ahmet kaptığı topla soldan taç çizgisi üzerinden âdeta silindir gibi gidip kale önünde Necdet’in çelmesi ile yuvarlanınca hakem tereddüt etmeden düdüğünü çalacak ve penaltı noktasını gösterecekti. Kasapoğlunun attığı penaltıda şükrü topu takip edebilmiş ve plonjonunu yapmıştı. Fakat yetişemedi.

İkinci devrede Fenerbahçe’de elle tutulabilir bir hareketlenme vardı. bir defa geride Naci klâsına yakışır bir şekilde toparlanmış ve ortadan dalmağa çalışan sarı – siyahlı forvete bu kapıyı kapamıştı. Forvetin dalıcıları da artık «uzatıcı» adamlardan ümidi kesmiş kendileri top götürüyordu. gene de İstanbulspor’un kontratakları maçın mukadderatını değiştirebilirdi. mesela 6 ncı dakikada Avni’nin ihsanı durduramayınca koluna asılışı görülmeğe değerdi.

Fenerbahçe iyi değildi. falandı, filandı ama… Maçın söz sahibi takımı gene de Fenerbahçe idi. Dokuzuncu dakikada verilen frikik neticeyi tayin etti. Lefter ilk devredekinin tamamen aynı pozisyonda fakat bu defa sola yuvarladı frikiki… Niyazi de daldı. gitti, gitti.. ve düşünülebilecek en zor pozisyona girdikten sonra âdeta kaleye parelel olarak şutunu yapıştırdı. Sabih bu topla da bekleneni verememişti.

Artık bundan sonrası zaman zaman parlayan fakat çok zaman sessiz ve sakin geçen bir mücadele halindeydi. Fenerbahçeliler daha çok gol pozisyonuna girdiler. Meselâ 26 ncı dakikada Niyazi’nin şutunu Sabih güçlükle kornere çıkarıyor, bir dakika sonra bir frikikle Niyazi’nin bombasını Sabih elle karşılayıp sonra Avni’nin şimşek gibi ve çok yakından yaptığı çevirmeyi de bloke ederek sakatlanıyordu. Bununla beraber Sabih’in bu kurtarışları kendisinden görmeğe alış tığımız «büyük çapta kurtarışlar» değildi.

Fenerbahçe maçı – hem de zorlu ve tehlikeli bir maçı – kazanmıştı, fakat taraftarlar hâlâ derin bir sükût içindeydiler. «tısss!»

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir