İstanbulspor 2-2 İzmirspor

Stat: Mithatpaşa

Hakem: Hüseyin Maloğlu, İbrahim Mentor, Ömer Karadağ

İstanbulspor: Sabih Sünter, Enver Özdemir, Garbis Parsehyan, Güngör Tetik, Kenan Buharalı, Yüksel Gözüpek, Ali Beratlıgil, Teoman Çakır, Kostas Kasapoğlu, Nazım Çamlıbel, İhsan Baydar

İzmirspor: Seyfi, Şaban, Necdet, Kamuran, Orhan, Aykut, Cenap, Güven, Mustafa, Özcan, Nedim

Goller: Dk. 30 Nazım Çamlıbel, Dk. 69 Kostas Kasapoğlu (İstanbulspor), Dk. 16-34 Güven (İzmirspor)

Seyirci ve Hasılat:  11.038 kişi, 41.781 lira

Kozu neydi İzmirspor’un? Alsancak stadında Fenerbahçe’yi darmadağınık eden, namağlûp Beşiktaş’ın üzerinden silindir gibi geçen İzmirspor’un kozu neydi? Enerji, sürat, nefes…

Başka? adam adama mücadelede daha çabuk ve daha dayanıklı oluş… Eee, tabii biraz da futbolculuğu vardı İzmirspor’un. Hele saha ortasında çok iyi idiler. Bir de aldığı pasları kıymetlendiren bir güvenleri vardı.

İşte İzmirspor, dünkü maçta sahaya çıkarken bu kozlarının bugün çok büyük kozlar olmadığını kabul etmeğe mecburdu. Nitekim dayandı, İstanbulspor… dayandı… dayandı… Ve sonunda beraberliği kurtardıktan başka, az daha maçı da alıp gidecekti.

Oyun başlar başlamaz İzmirsporlular rakibi sarıverdiler. Hattâ daha birinci dakika dolmadan kornerden gelen bir topu Sabih yumruklayınca karambolda topu önünde bulan Cenap yatarak mükemmel bir şut patlatmış fakat kale içinde yer tutun müdafiler kurtarmışlardı.

İzmirspor yükleniyordu. halbuki sarı – siyahlılar temkinli ve kontrol edici bir oyun tutturmuşlardı. Adeta rakibin hızının geçmesini bekler gibiydiler. 8 inci dakikada soldan Enver’in çevirip gönderdiği bir topa Teoman yatarak vole çaktı, fakat önü açık olmasına rağmen pis bir vuruşla Seyfiye verdi. Hız devam ediyordu ve İzmirsporlular daha canlı idiler. Asıl büyük tehlike çanı 15 inci dakikada çaldı, İstanbulspor için: Cenap tek başına kaçıp sıyrıldı ve sağa kayarak şutunu yapıştırdı. Sabih karşılıyor, fakat bloke edemiyordu. Garbis açtı… nihayet bir dakika sonra kornerden gelen top kale önünde kafalardan sekti ve karambolde gerilerde bekleyen Güvenin önünde kaldı. olduğu yerde, tek ayağı üzerinde dönerek sert ve temiz bir şut, Sabihin solundan, yerden içeri giriyordu.

İş kolay değildi… İstanbulspor mücadeleci bir takımdı ve İzmirsporun en büyük kuvveti de mücadeleciliği idi. Başladı İstanbulspor dayanmağa… ve 30 uncu dakikada Kenan’ın ortalardan getirdiği topu solda yakalayan Teoman çevirerek ortaya şandelledi… Kale sahası boştu. Nâzım daldı ve muhteşem bir vole vurdu. Seyfi – her hangi bir kalecinin yapacağından fazlasını yapamazdı bu topa – ve ancak seyretti. Nâzım böylece takımının mücadele kabiliyetini artıran bir handikap alıyordu. Attığı gol şıktı ama, bu ana kadar yaptığı fauller de bu golün güzelliği için unutulur cinsten değildi Nâzımın…

Evet, İstanbulspor mücadeleci bir takımdı ama geçen yılların fırtına İhsanı aldığı topları eziyor ve Enver solaçıkta dolaşıp duruyordu, müdafaa ise elhak mücadeledeydi… Fakat İzmirsporun kozları da aynı idi. bir o, bir bu oynadı kozu… Nitekim beraberlikten dört dakika sonra Güven gerilerden uzatılmış bir pasla daldı, kargaşalığa girdi ve vurdu. direğe çarpan top Güngör’e çarparak İstanbulspor ağlarına gidiyordu.

Bu devreyi İzmirspor rüzgar altında oynamıştı. Şu halde ikinci devrede daha da gol çıkarması işten bile değildi. Halbuki, sarı-siyahlılar bu işin rüzgâr işi olmadığını gösterdiler ve daha devrenin başından itibaren başladılar bastırmağa… Bu bastırışın sebepleri vardı: bir defa Enver beke alınmış, Yüksel haf hattına geçirilmiş ve mücadelede üstün, sağlam adam Ali santrfora alınmıştı… Dördüncü dakikada sağdan Teomanın çevirdiği top ters taraftan direğe çarpıyor, İhsan bu dönen topu yakalayıp bomba gibi bir şut atıyor, kalabalığa çarpan top içeri giriyordu. 8 inci dakikada Yüksel’in uzaktan attığı güzel şutu da Seyfi ancak yumruklayabiliyordu. Ve böyle devam edip gitti… Nihayet devrenin 24 üncü dakikasına soldan İhsan’ın yaptığı güzel bir ortayı Kamuran başının üzerinden kaçırınca gerilerden kopup gelen Kasaboğlu olgun bir vole ile ağlara takıyordu.

Kozu neydi İzmisporun? Enerji, sürat, nefes, adam adama mücadele üstünlüğü, dayanıklılık… İyi ama bu kozlar İstanbulspor için de güvenilen şeylerdi. Neticede aynı tarzda futbol oynayan iki takım takır takır çarpıştılar, ikisi de kırılmadı…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir