Fenerbahçe 1-2 İstanbulspor

Stat: Mithatpaşa

Hakem: Muzaffer Sarvan, Sedat Özselçuk, Zeki Gürkan

Fenerbahçe: Hazım Cantez, Şükrü Birant, İsmail Kurt, Hüseyin Yazıcı, Ercan Aktuna, Ziya Şengül, Ali İhsan Okçuoğlu, Varol Gürel, Şenol Birol, Yaşar Mumcu, Ogün Altıparmak

İstanbulspor: Mete Bozkurt, Bahattin Baydar, Yalçın Saner, Yılmaz Şen, Güngör Tetik, Yıldırım İper, Nedim Güven, Mustafa Bozkurt, Salih Kanmaz, Haluk Erdemoğlu, Kostas Kasapoğlu

Goller: Dk. 34 Yaşar Mumcu (Fenerbahçe), Dk. 80 Yılmaz Şen, Dk. 88 Kostas Kasapoğlu (PEN (İstanbulspor)

Seyirci ve Hasılat: 42588 kişi, 214 789 lira

Dün Mithatpaşa Stadı Beşiktaş’tan sonra Fenerbahçe’ye de puan mezarı oldu… Halbuki şampiyon adayı Sarı—Lacivertli takım oyuna gayet iyi başlamış, ilk devreyi 1—0 önde bitirdikten sonra sayısız gol fırsatlarını cömertçe harcayarak 80. dakikaya kadar üstün futbolunu devam ettirmişti.

İşte ne olduysa bu on dakika içinde olmuştu. Taraftarlarının farklı bir galibiyet bekledikleri koca Fenerbahçe takımı iki golle yıkılıvermişti…

Neydi Fenerbahçe’nin hataları? Kanaatimizce önce takımın tertibi yanlıştı.. Sakat ve formsuz Şükrü  bu haline rağmen takıma konmuş, Hüseyin sağhafta yetersiz kalmış ve solaçıkta acaba neden genç takımdan Varol’a şans tanınmıştı?..  Böyle, kritik, bir maçta acemi, bir futbolcuya yer vermek, düpedüz (büyük bir ümit olsa: dahi) bu genci harcamak demekti…

Fenerbahçe’yi dün yıkan, ne gole yol açan hataların sahibi Ercan ve ne de takımın nefes kifayetsizliği idi. Asıl hata şut atmasını unutmuş, topa girmeyen fırsatları kale ağzında cömertçe harcayan forvetti. Daha sahaya çıkarken bir Alçak Seyirci nin kafasına attığı şişe ile 10 dakika baygınlık geçiren Ogün, bilhassa ikinci yarıda ayağının ucuna kadar gelen üç mükemmel gol fırsatını harcamamalıydı. Ya… Varol’un gol anında pas vermeyi tercih edişi, ya Ziya’nın iyi oyununa rağmen gol atmadaki şansızlıkları… İşte F.Bahçe’yi dün mağlup eden İst. Sporlulardan ziyade, yukarıda kısaca saydığımız bu hatalarıydı.

OYUNUN CEREYANI

Durgun bir tempoda başlayan oyunun ilk fırsatını 6. Dakika Haluk kaçırdı. Bunu 20.dakikada; Ziya’nın direğin dibinden auta attığı top takip etti. Yavaş yavaş açılan Fenerbahçe,  34. dakikada Yaşar’ın ceza sahası üzerinden köşeye gönderdiği topla 1-0 galip duruma yükseldi. İlk yarı bu netice ile bitti.

İkinci devreye F.Bahçe, yine iyi başlamıştı. 48, 58 ve 61. dakikalarda Ogün üç büyük gol fırsatını, topu 6 pastan auta atarak kullanamadı. Buna mukabil 80. dakikada bir İstanbulspor akınında ortalanan topu, Ercan kesemeyince ileri çıkmış Yılmaz vole ile F.Bahçe kalesine göndererek beraberliği sağladı. Gol F.Bahçe’yi çökertmişti, nitekim 86. Dakikada soldan topla ceza sahasına giren Haluk’u Ercan faul ile durdurunca verilen penaltıyı Kasapoğlu gole çevirdi 2-1.

Halit Kıvanç ise maç yazısını şu şekilde kaleme almış :

Fenerbahçe’nin, Anderlecht önünde ne yapacağını görmek için Brüksel uçağına binmeden önce, İstanbulspor önünde biç bir şey yapamadığını gördük.

Sarı – lacivertliler, kazandıkları bir maçı, bu sonuca boyun eğmiş görünen rakiplerine, on dakika içinde kolayca verdiler.

Sanki İstanbulspor geçen ligde Fenerbahçe’yi yenen tek takım değilmiş gibi, genç bir istidadı deneme işine böyle zorlu bir maçta kalkmışlardı ve karaya oturmalarında da, bu aşırı cesaretin payı büyük oldu. Körpe bir gence bunca çetin rakip karşısında şans vermek, aslında onun şansını tamamen kırmaktan başka fayda sağlamazdı. Sağlamadı da… Tabii uçan puanların bütün günahını tecrübesiz bir Varol’a yüklemek, insafsızlık olurdu. Meselâ 80 dakikayı pekâlâ götürmüş bir sağlam Ercan’ın, lüzumsuz bir top kaptırması, sonucu değiştiren penaltıyı yaratması, unutulamazdı. Aslında Fenerbahçe takımı bütünüyle suçluydu yenilgiden… Oyuna sönük girmiş, Yaşar’ın 34. dakikada fevkalâde bir şutla attığı golden sonra da kurduğu üstünlüğü sayı ile değerlendirememişti. Üstelik İstanbulspor bu maçta, geçen oyunlarındaki kadar canlı da değildi. Fenerbahçe ikinci, üçüncü gollerini atabilir, hem de rahatça atabilirdi. Ama atamadı… Bu, biraz da 1-0’lık galibiyete kesin inanmış olmanın kusuruydu.

Nasıl oldu? Niçin oldu? Ne zaman oldu? Anlaşılamadı… Soldan Salih’in ortasını, ileri gelen Yılmaz, şahane bir vole ile ağlara gönderiverdi. Sonuna 10 dakika kalmış maç, 1-1 bitecekti galiba… Hayır hayır, pek de beklenmeyen bir beraberlik golü, sarı – siyahlılara galibiyet kapısını da açmıştı. İşte Ercan, topu kaptırdığı Halûk’u ceza sahasında çelmeleyince… penaltı!.. ve Kasaboğlu’nun ustaca vurusu… Hazım, topu filelerden çıkarırken, maçın bitimine sadece 2 dakika vardı. İstanbulspor’un 2-1 lik galibiyetini değiştiremeyecek 2 dakika… Brüksel’de ise… önde koca 90 dakika, karşıda da koskoca Anderlecht bekliyordu.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir