Fenerbahçe 2-0 İstanbulspor

(31.10.1964 günü oynanması gerekirken Tunus Milli maçı nedeniyle ertelendi ve bugün oynandı.)

Stat: Mithatpaşa

Hakem: Hakkı Çaktırma, Vahit Kurtuluş, Sermet Kaftancı

Fenerbahçe: Hazım Cantez, Özcan Köksoy, Şükrü Birant, İsmail Kurt, Hüseyin Yazıcı, Ziya Şengül, Şeref Has, Osman Göktan, Ali İhsan Okçuoğlu, Ergun Öztuna, Aydın Yelken

İstanbulspor: Metin Türel, Ercan Aktuna, Yılmaz Şen, Yalçın Saner, Bahattin Baydar, Hasan Altun, Kamil Bayraktar, Mustafa Bozkurt, Nazım Çamlıbel, Haluk Erdemoğlu, Ahmet Şahin

Goller: Dk. 66 Ercan Aktuna (K.K), Dk. 75 Hüseyin Yazıcı (Fenerbahçe)

Seyirci ve Hasılat: 21.403 kişi,  124.496 kişi

Maçın ilk çeyreği bitti. Tek pozisyon, tek şut yok… Etraftan «kardeşim, bu sahada top oynanmaz» sesleri..

Oyunun ilk 20 dakikası da bitti. Tek pozisyon, tek şut yok… Etraftan «bu sahada futbol oynanmaz» sesleri… Maçın ilk 25 dakikası da bitti tek pozisyon, tek şut yok… Etraftan «eee, bu balçıkta, yürünmez bile…» sesleri…

Ohh, çok şükür! İstanbulspor kalesi önünde harekete benzer bir şey seyrettik. Ziya’nın pasını Hüseyin «amansız» müdafaa yapan karşı barajın boşluğunda yakaladı ve şuta davrandı. Olmadı, vuramadı Hüseyin.. Ohh, çok şükür! bir tane daha. Şükrü’nün ortasına Ziya abandı, top Metin’de kaldı. Oyun canlanıyor, falan derken, taaa devrenin sonuna gelmiştik. Şeref, Ali İhsan’ın ceza vuruşuna iyi girdi, vurdu kafayı. Top direkten geri döndü. Ziya yetişti, yetişecek, yetişemedi. Devre de böyle bitti.

F. Bahçe – İstanbulspor maçının ilk yarısı için söylenebilecek söz bu kadardı. İki takım da sahanın ortasında kümeleniyor, iş, ceza sahasının önüne geldiğinde, bitiveriyorlardı. Sarı – lâcivertti takımda, forveti oynamaya zorlayan bir kişi vardı: Ergun. ama gerisi, bütünüyle iyi idi bu tarafın.

İkinci yarı başladığı sırada saha bir gün evvelki yağmurun yarattığı ağırlıktan, balçığa dönmüştü. Fakat, iki taraf da ilk devreyi unutturacak kadar hızlı girdiler bu yarıya. İstanbulspor yan haflarından çıkan ani paslarla, başlarda zorlu gözüktü. Bu fırtınalı devrede Nâzım, Halûk’un ortasını Hazım’ın kucağına değil de, sağına veya soluna gönderebilse, mevsim ortasında hâlâ takım deneyen Mr. Hold’ün maçtan sonraki yüzünü görmek isterdim. Maçı da, Fenerbahçe’yi de bitirecek bir fırsattı, tutmadı.

Nihayet, oyunun düğümünü çözen ve İstanbulspor’u yıkan gole yaklaşıyorduk. Fenerbahçe yükleniyor. Kazanılan korneri Ergun çekiyor. İstanbulspor müdafaası şaşırıyor ve Ergun’un ikinci bir vuruşla doldurduğu topa Ercan – ki o ana kadar bataklığın incisiydi – biçimsiz, zamansız bir kafa çıkışı yapıyor ve İstanbulspor kör uçuşuyla yere çakılıyordu. Sonra Hüseyin’in bir ceza vuruşundan, yerden tam köşeyi bulan kazık kadar sert golüne sıra gelecekti: 2-0.

Maç, artık  Fenerbahçe’nindi. İstanbulspor, alışmadığımız şeyler yaptı gollerin siniriyle. sertlik değildi yaptıkları. Zaman zaman edepsizliğe döndü… Fenerbahçe ise sabırla, hırsla galibiyeti aradı, durdu. buldu da…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir