Galatasaray 1-0 İstanbulspor

(28.09.1961 günü oynanması gerekirken Mithatpaşa Stadı’nın ışıklandırma sisteminin yetişmemesi nedeniyle ertelendi ve bugün oynandı.)

Stat: Mithatpaşa

Hakem: Sedat Özselçuk, Ahmet Bagatır, Vahit Kurtuluş

Galatasaray: Turgay Şeren, Candemir Berkman, Talat Özkarslı, Ergun Ercins, Bahri Altıntabak, İlhan Geliş, Mete Basmacı, Recep Adanır, Ayhan Elmastaşoğlu, Ahmet Berman, Uğur Köken

İstanbulspor: Yılmaz Urul, Yalçın Saner, Nejat Ünyal, Güngör Tetik, Güngör Okay, Tuncay Becedek, Kenan Buharalı, Arif Gürer, İhsan Baydar, Nazım Çamlıbel, Nevzat Bilger

Gol: Dk. 68 Ayfer Elmastaşoğlu (Galatasaray)

Seyirci ve Hasılat: 9.057 kişi, 33.335 lira

Yüz defa okunan bir kitap gibi, her şeyi ile eski bir lig maçı seyrettik. Hakemler, hep o bildik hakemlerdi. Ters kararları, hatalı davranışları ile oyunda ve seyirci de sabır bırakmadılar. Takımlar da hep o bildik takımlardı. Futbolu en ilksel şekliyle oynuyor ve basmakalıp hareketlerle 90 dakikayı doldurmayı başarı sayıyorlardı. G. Saray – İstanbulspor’u 1-0 yenerken Mithatpaşa cephesinde «yeni» hiçbir şey yoktu.

Galatasaray, bir lig lideri, rövanşı almak azminde bir takım olarak çıktığı İstanbulspor karşısında dün hakikaten azimli ve hırslı idi. Haf hattı yerine «tak» diye oturmuş, boş saha doldurulmuş ve hareketli bir oyun başlamıştı. Uğur ve B. Ahmet zaman zaman ok gibi ileri fırlıyor, driplingleriyle ağır sahayı bir boydan bir boya süpürüyorlardı. Fakat tutuk olan, beceriksiz olan forvet hattı idi. Nasıl

Deplasman yapılacak, nerede top tutulacak, kaleye ne zaman şut atılacak. İşte bunu bilen yoktu. Dolayısıyla Galatasaray, direnen İstanbulspor’a karşı sadece hücum üstünlüğü kuracak, neticeye bilerek giden bir – iki akından fazlasını yapamayacaktı.

İstanbulspor’a gelelim. Ligin bu genç ve enerjik takımı, Galatsaray’ın üstünlüğünü öylesine kabul etmişti ki, aynı, hattâ diyagonal hareketlenen bir defans hattından başka tedbir almamış, işi oluruna bırakarak neticeyi 0-0 olarak kabul etmişti. Öyle ya, sadece müdafaa ile maç kazanılmayacağını bildiklerine göre, maçın sonunda yaptıkları gibi şuurlu hücumlarla şanslarını deneyebilirlerdi. Vücut vücuda mücadeleye giriştikleri Galatasaraylılar karşısında galiba biraz fazla sert, fazla lakayttılar.

İstanbulspor’un oyalama taktiği karşısında pozisyona giremeyen Galatasaray’ın nasıl oynadığının misâli: 11. dakikada B. Ahmet bir solaçık gibi kaçıp topu düzgün ortalıyor. Talât’ın isabetsiz kafa şutu ile sarı – kırmızılılar bir anlık heyecana kapılıyorlar. Sonra Bahri ve Ergun’u geçen İhsan’ın sert şutu. Turgay iyi yer tutmuş; rahat bloke ediyor.

G. Saray, yavan ve kuru bir oyunla gol peşinde. Şut atılmazsa gol nasıl olacak? Bunun cevabını B. Ahmet veriyor, İlhan’ın bir türlü vuramadığı topa 20 pastan çaktığı şut şimşek gibi. Yılmaz iyi kapanarak topu yakalıyor.

Galatasaray’ın ikinci devredeki oyunu da forması gibi başka. Yüksek bir süratle, daha güçlü yükleniyorlar. 17. dakikada Uğur’un ortasını Güngör ancak kafa ile sola açabiliyor. Mete’nin müthiş bir sol volesi. Yılmaz yüzünü elleriyle kapayarak kıl payı farkla golü kurtarıyor.

Sarı – kırmızılılar yavaş yavaş İstanbulspor defansından sızmağa başladılar. Dakika 67. B. Ahmet’in havadan yolladığı topu Talât soliç mevkiine aşırıyor. Ayhan topu alıp, düzeltip şutlayıncaya kadar…

Bir dakika geçti. gene B. Ahmet topu havadan ortaya gönderdi Talat sıçradı. Gene kafa ile soliçe demarke kalan Ayhan’ı görüyor. Haydi bunu da kaçır.. Bu defa klâs konuşuyor. Soldan düzgün giren soliçin ters köşeye biçimli vuruşu. İşte hakiki bir gol..

Galatasaray, bir müddet İstanbulspor kalesini dövüyor. Sonra, İstanbulspor’un açılıp kendine geldiği görüyoruz. Bu defa Galatasaray kalesi sıkılıyor. 27. dakikada Nâzım, 41. dakikada Tuncay beraberliği temin edebilirler, ama orada bir Turgay var ki…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir