Galatasaray 1-0 İstanbulspor

Stat: Mithatpaşa

Hakem: Cezmi Başar, Vahit Kurtuluş, Nezih Ersan

Galatasaray: Sedat, İsmail, Dursun, Ahmet Karlıklı, Mustafa, Ergun, Erol, Suat, Zühtü, Ahmet Berman, Nuri

İstanbulspor: Sabih Sünter, Enver Özdemir, Kenan Buharalı, Güngör Okay, Erdoğan Tokol, Güngör Tetik, Yüksel Gözüpek, İbrahim Toker, Kostas Kasapoğlu, Nazım Çamlıbel, İhsan Baydar

Gol: Dk. 6 Ahmet Karlıklı (Galatasaray)

Seyirci ve Hasılat: 14.417 kişi, 65.803 lira

Yok yok, yazıya, «bu ne saha!… bu çamurda futbol beklenir mi?» diye bağlamayacağım. Cenevre sahasını gördükten sonra artık bir müddet çilekeş Mithatpaşa Stadından fena dille bahsedemeyeceğimi anlıyorum.

Hiç değilse, topun takılıp kaldığı sıra sıra gölcükler yok burada… Hem alışmışız bu çamura… Baksanıza dün Galatasaray oyuna ne kadar canlı, ne kadar güzel başlamış ve bu gayretini bir de golle süsleyivermişti. Üstelik Galatasaray Turgay’sız, Metin’sizdi de…

Fakat ilerleyen dakikalar, sarı – kırmızılı takımın temposu ile beraber oyunun kalitesini de bozdu. Ve uzun müddet gelişigüzel uzatılan topları, gayesiz akınları, bocalayan elemanları seyredip durduk. İstanbulspor ise bütünü ile vasatın üstüne çıktığı anlar pek az olan bir ekip hüviyetindeydi. Sanki kadere rıza göstermiş bir takım havasındaydı İstanbulspor… İlk devrede geride Enver, ileride Yüksel arkadaşlarına nisbetle temayüz ediyor, ikinci yarıda ise Sabih kalesini başarıyla koruyarak «sahanın en iyisi» ünvanına ulaşıyordu. Zaten Galatasarayı’n galibiyetinin kısır kalışında hissenin büyük kısmı, kaleci Sabihdeydi.

Sarı – kırmızılı takınım dün en talihli, ayni zamanda en talihsiz oyuncusu, solaçıkta yer alan, daima yanhafta gördüğümüz K. Ahmet’ti. Ahmet maçın 6. dakikasında takımına iki puan sağlayan golü kaydetmiş, buna karşılık 31. dakikada frikikten gelen topu hemen atakla kaleye havale edişinde top direğe çarparak kurtulmuştu. Ahmet’e 8 dakika sonra büyük bir fırsat (hem de ne fırsat) gelecek fakat Galatasaray’ın dünkü sarışın solaçığı önü bomboş, kale de boş olduğu halde meşin yuvarlağı kale dibinden dışarı atacaktı.

Maçın büyük kısmını İstanbulspor kalesi önünde oynayan Galatasaray’ın yarattığı diğer tehlikelerden ikisini de Enver (hele birinde top kaleye girerken) kurtarmasını bilmiş ve nihayet Sabih üstüste yaptığı ponjon ve blokajlarla sarı – kırmızılı takıma birden fazla gol imkânı vermemişti. Ama İstanbulspor hücum tesiri bakımından sadece Yüksel’in gayretine dayanmaktan öteye geçemedi. Sarı – siyahlıların, santrhaf Güngör’ün sakatlanması ile şansızlığa uğradıkları düşünülebilirdi. Lâkin Güngör ilk devrenin son 10 dakikasında takımını 10 kişi bırakmasına mukabil, ikinci yarıda solaçığa geçerek pekâla faydalı olmuştu. Belki bu tertip değişikliği Nâzım gibi bir akıncının geriye alınması zarureti, İstanbulspor için bir mahrumiyetti.

Galatasaray – İstanbulspor maçı umumiyetle zevksiz ve cansız bir oyun hüviyetinden sıyrılmadan 1-0 sarı – kırmızılılar lehine kapandı. Ve çıkardıkları oyuna göre de, sahadan galip ayrılması gereken taraf Galatasaray olmalıydı. Sarı – kırmızılılar 6. dakikada Mustafa’nın sağdan çektiği kornerden gelen topu Erol’un kafayla havalesiyle pozisyona kavuşmuşlar K. Ahmet de sırtı kaleye dönük olduğu halde ters bir vuruşla topu filelere göndermeğe muvaffak olmuştu. İşte bu gol, maçın neticesini bitimine 84 dakika kala tayin etmişti.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir