Galatasaray 2-1 İstanbulspor

Stat: Mithatpaşa

Hakem: Ahmet Bagatır, Muhittin Soner, Orhan Korkmaz

Galatasaray: Bülent Gürbüz, Tuncer İnceler, Doğan Sel, Ergün Acuner, Talat Özkarslı, Turan Doğangün, Mustafa Yürür, Ayhan Elmastaşoğlu, Ergin Gürses, Tarık Kutver, Yılmaz Gökdel

İstanbulspor: Mete Bozkurt, Yalçın Saner, Bahattin Baydar, Türker Gülsoy, Yıldırım İper, Bülent Buda, Güngör Tetik, Kostas Kasapoğlu, Haluk Erdemoğlu, Ender Konca, Zorbay Kalkan

Goller: Dk. 63 Tarık Kutver, Dk. 80 Tarık Kutver (Galatasaray), Dk. 46 Güngör Tetik (İstanbulspor)

Seyirci ve Hasılat: 21929 kişi, 137 120 lira

Türk futbol tarihinin «unutulmaz adamları» arasına bir yeni isim koyunuz: Ahmet Bagatır.. Neden mi, «unutulmaz» oldu sayın Bagatır? Bunu, bütün okuyucularla birlikte bizzat kendisine de anlatmağa çalışalım…

Sayın Bagatır! Eğer futbol hakemliğine  devam edecekseniz, size verilecek herhangi bir İstanbulspor maçını kabul etmemek akıllılığını gösteriniz. Ya da bir Galatasaray maçı verilince, hakkınızda söylenecek nahoş sözleri peşin olarak kabul ediniz. Çünkü dünkü maçta hata yapan bir hakem durumunda kalamadınız ve taraf tutan bir hakeme gibi gözükmek için ne gerekirse yaptınız.

Dünkü maçı taraflardan birinin gözü ile değil tarafsız bir gözlemci kişiliği ile seyreden herkes şimdi size sormaktadır ve yıllarca sonra sormakla devam edecektir. İstanbulspor’a kastınız neydi?

Tarık’ın ofsayt pozisyonundan attığı golde yardımcınız Orhan Korkmaz’ın hatasına kurban gittiniz diyelim? ikinci Galatasaray golünü hazırlayan ceza sahası köşesindeki serbest vurup kararını verirken Ergin’in kendisini yere attığını  görmeyişinizi bir «beşeri hata» olarak kabul edelim.

Fakat siz dün sonuca etki yapan bir kaç görüş ve kaide hatası yapmış hakem değildiniz ki. Siz bütün maç boyunca en önemsiz ve küçük olaylarda, bile karar yetkisini bir taraf lehine kullanmada niyeti ve yazık ki kararları temyiz edilemeyecek bir hâkimdiniz… Ama her şeye rağmen sizi, ne olduğunu bilemediğimiz bir garip ruh halinin kurbanı olarak kabul ediyoruz. Aradan bir gece geçtikten sonra davranışınızın muhasebesini yapmış olmalısınız. İşte bu muhasebeyi yaptıktan sonra iyice düşününüz ve size düşen en iyi hareketin dünkü İstanbulspor on birini tebrik etmek olacağını kabul ediniz. Neden mi, tebrik edeceksiniz? Sizin doksan dakikalık gaddarlığınıza karşı, terbiyelerini ve sportmenliklerini unutmadıkları için.

Ya maç diyeceksiniz, şimdi… Maç mı? Oooo, bu maçı * görmeyenler isimsiz bir Türk takımının nasıl rahat, nasıl güzel, nasıl da devleri gölgede bırakacak kadar pırıl bir futbol oynadığını görmediler. Galatasaray’ın Fenerbahçe’yi hamur gibi yoğurduğu lig maçındaki havayı andırıyordu sahadaki oyun… Bu defa yoğrulan  Galatasaray, yoğuran da Ender’ler, Zorbay’lar, Bülentler ve Haluk’lardı…

Bütün maç boyunca daha çok top kullanan, daha iyi top kullanan İstanbulspor’du. İlk golü atan da onlar oldu: İkinci devrenin ilk dakikasında Ender sağdan ileri bir pas aldı, daha da sağa kaydı ve vurdu. Bülent karşıladı. Dönen topa Güngör ve Haluk birlikte daldılar, Güngör vurdu. Bülent’in sağından girdi top. 17 dakika sonra bir kontratakta ofsayt durumundaki Tarık güzel şutla beraberliği sağlıyor, maçın bitmesine on dakika kala da
uydurulmuş bir frikikten gelen topu gene Tarık çok İyi kullanıp, İstanbulspor’u mağlup ediyordu.

Not: Sezon sonunda İstanbulspor bir puan farkla küme düşmüştür.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir