Stat: Mithatpaşa
Hakem: Faruk Talu, Nafiz Dorken, Cemil Yıldız
Galatasaray: Turgay Şeren, Candemir Berkman, Talat Özkarslı, Mustafa Yürür, Erol Boralı, Metin Oktay, Uğur Köken, Kadri Aytaç, Benan Öney, İbrahim Ünal, Ahmet Berman
İstanbulspor: Yılmaz Urul, Bahattin Baydar, Yalçın Saner, Ercan Aktuna, Yılmaz Şen, Güngör Tetik, Kamil Bayraktar, Bilge Tarhan, Kostas Kasapoğlu, Haluk Erdemoğlu, Ahmet Şahin
Goller: Dk. 22 Metin Oktay, Dk. 80 Metin Oktay, Dk. 89 Metin Oktay (Galatasaray)
Seyirci ve Hasılat: 13.628 kişi, 66.810 lira
Oyunun 19. dakikasıydı. Metin sağ taraftan İbrahim’in ortasına uzandı ve eski günlerinden kalma bir kafa şutuyla ilk şansını denedi.
Topu, görünüşe göre tek karşılayacak yer İstanbulspor fileleriydi. Hatta çevik kaleci Yılmaz dahi, pozisyonun kendisi için ümitsiz olduğunu kabullenmiş, öylece yerinde kalmıştı. Fakat filelere yönelen top garip bir yükselişle, gitti üst direğe vurdu ve döndü.
Şu ana kadar, her tarafı sımsıkı kapatılmış İstanbulspor defansı ve yarı sahası içinde, Galatasaray’ın gösterebildiği tek zorlama buydu. Ve Zurich maçına üç gün kala sarı – kırmızılı takım «Galatasaray çarşambaya da böyle oynarsa, elenir» denilecek derecede tutuk ve cansız gözüküyordu…
Metin’in ilk pozisyondaki hareketini Galatasaray için bir ümit işareti saymak yerinde olacaktı. Haftalardır gol atmak şöyle dursun, eski Metin’den hiçbir şey vermeyen Metin’e kan gelmişti. Didiniyor, giriyor, pas yapıyor, paslara yetişiyor ve «eninde, sonunda başaracak» havasını veriyordu. Nitekim 22. dakikada Mustafa’nın Uğur’a, Uğur’un da kale önünde çevirdiği topa pek rahat olmayan bir noktadan abandığı an «Metin’in saati gelmişti.» top, süratle yan direğe çarpmış ve oradan da filelere vurmuştu. Galatasaray bu golle oyun üstünlüğünü ele geçirmiş olmasına rağmen, ilk yarıyı başka sayı yapmadan 1-0 önde kapayacak ve üstelik devreyi iki büyük tehlikeyi atlatmış bir takım olarak kapayacaktı.
İstanbulspor’u ise ikinci yarının başında çok değişik ve başlangıçtaki kilitlenmiş halinden farklı buluyorduk. henüz 51. dakikada Ahmet’in ortasından ayağına düşen fırsatı, topu ayağında beklettiği için boş kale önünde değerlendiremeyen Halûk ve en sonunda atılan şutu kale ağzında durduran Kadri, bu maçın şu sıradaki kader adamları oluvermişlerdi.
Sonra, Galatasaray tekrar parlayacak ve tam 80. dakikada Metin, yine İbrahim’in ortaladığı topu bu defa kafayla yerine oturtacaktı. Golden evvel 8 pastan çektiği vole şutu, Yılmaz’ın görülmemiş bir fırlayışıyla durdurulan Metin, oyun biterken son bir defa şansını denedi geriden uzatılan topa, daldı ve önündekilerden sıyrılarak, Yılmaz’ın boşalttığı kaleye ters taraftan doldurdu. top, alçala alçala üçüncü defa kaleye girerken Mithatpaşa seyircisi Mithatpaşa’da böyle bir gole rastlamadığını söylüyordu…
Galatasaray, Zürich maçına üç gün kala İstanbulspor’u 3-0 yendi. Netice, açık konuşmak lazım «takımın işi değildi» ama farkı ikiye çıkarttıktan sonra süratlendirdikleri oyuna baktıkça, Galatasaray ve golcü Metin’in endişe bulutlarına kafa tuttuklarına inanmıştık…