Öğrenim Görmüş Cehalet

“Yaslandığınızda üç dostunuz kalmışsa bahtiyarsınız.”

Konfüçyüs

İstanbulspor’dayım. Mevsim kış. Ali Sami Yen’de Boluspor’la oynuyoruz. Saha ağır ama, iyiyiz. Basıyoruz, ama atamıyoruz. Oyuncu değişikliğinin başladığı ilk yıldı. İkinci yarının ortalarına doğru saha kenarına genç bir futbolcu arkadaşım geldi. Belli ki değişiklik yapılacak. Kenar çizgisine yakındım. Sordum genç adama, “Kim çıkıyor?” diye. “Abi sen” dedi. İyi oynadığımı düşünüyordum. Oyundan çıktım. Antrenörümüz, Fenerbahçe’nin, ulusal takımın efsane ismi, Mehmetçik olarak bilinen Basri Dirimlili. Geldim yedek kulübesinin önüne, bugün ilerleyen yaşımda anımsadıkça utanç duyduğum birkaç söz ettim. Yöneldim soyunma odasına. Başkanımız Hayri Aydıner’in ‘Dökümay’ isimli banyo-mutfak malzemeleri üreten bir fabrikası vardı. Maçın ertesi günü sevgili dostum, takım arkadaşım Bilge Tarhan, “Başkan, seni fabrikaya bekliyor” dedi. Siyah bir Vosvos’u vardı Bilge’nin. Aldı beni, gittik Başkan’a. Hayri Bey, özü sözü bir, söyleyeceğini sakınmayan, mert bir insandı. Doğrudan konuya girdi, “Antrenörüne nasıl söylersin o sözleri?” dedi. Yine ödün vermedim. Güya açık sözlü, söylediklerinden dönmeyen bir adam süsü verdim kendime. Ve orada İstanbulspor’la ilişkimi bitirdi sevgili başkanım. Üzerinden yıllar geçti. Saçlarıma ak düşeli epey oldu. Bir türlü unutamıyorum o yediğim haltı. O olaydan sonra bir şekilde futbol hayatım sonlandı diyebiliriz. Dağıldım. Ve uzun süre kendime gelemedim. Ve bir benzerini, hem de yaşamsal sorunu çok daha büyük bir benzerini iş hayatımda sevgili Mazhar Abime (Zorlu) tekrarladım. Ve de futbolculuğumun benzerini değil, daha da şiddetlisini Mazhar Abi tekrarladı.

Eğitim ya da eğitimsiz, farkındalık düzeyi gelişmemiş kişi, duvara toslamaya tutsaktır. Cahil, çoğu zaman okumamış kişi olarak tanımlanır. Yanlış. Okumuşun da cahili vardır. Elindeki diplomayla bir yere ulaştığını sanan ama yanılan cahillerdir onlar. Lütfen onlardan ya da benim gibilerden olmayın.
Esen kalın.

Bülent Buda
21.06.2021