Malzeme Sorumlumuz: Mustafa Eryaşar

Mustafa Eryaşar tam 22 seneden beri kulübümüzün çalışanı, bunun son 20 senesini malzeme sorumlusu olarak sürdürmekte. Yani İstanbulsporumuzun son 22 senelik tarihine tanık olmuş.

Cem Uzan, TMSF, Saffet Sancaklı dönemleri ile Ataköy tesislerimizin elimizden alınışını yaşamış. Ataköy’den Tepeciğe kadar uzanan bu yaşadıklarını, bir söyleşi ile sizlere kısa kısa da olsa aktarmak istedik.

– Mustafa Eryaşar kimdir?

1974 yılında Çorum’da Çıkrık köyünde doğdum. Çocukluğum burada geçti, bir ara İzmir’de bulunduk. Sonra tekrar köye döndük. Ortaokula kadar burada okudum. Bu zaman içinde çobanlık da yaptım. Lise çağına gelince Çorum’a taşındık. Endüstri Meslek lisesine yazıldım. Lisede 1 sene okudum, sonra öğrenimi bıraktım. Bir dükkanda satış elemanı olarak çalışmaya başladım. Daha sonra tezgahtarlık yaptım. Askerlik dönemime kadar bu işlerle uğraştım.

Mustafa Eryaşar çocukluk yılları Çıkrık Köyü .

1996 senesinde askerliğimi bitirdikten sonra bir tanıdık aracılığı ile Star televizyon una geldim. Burada güvenlik olarak işe başlayacaktım ama beni hemen İstanbulspor’un Ataköy Tesislerine güvenlik olarak verdiler. Tesislerde 2 sene güvenlik olarak çalıştım. İstanbulspor’un malzemecilerinden bir arkadaş askere gitmişti, Ziya Doğan hocam bizim yardımcı antrenörlüğümüzü yapıyordu ve aramızda iyi idi, beni de severdi. Bir gün hocam, bir arkadaş askere gitmiş malzemeciye ihtiyacınız var herhalde, ben bu işi yaparım dedim. Yaparsan tamam Adnan Sezgin’le bir konuşayım dedi. 3 gün sonra ben malzemeci olarak işe devam etmeye başladım. Benim yerime de güvenlik olarak  kardeşim Arif Eryaşar başladı. Yani 1998 de başlamış oldum, 20 seneden beride kulübün malzemeciliğini yapmaktayım. Evli ve ikisi de erkek çocuk babasıyım.

MustafaEryaşar Ataköy Tesislerinde

– Bu sürede kaç başkanla çalıştınız?

Cem Uzan, Tayfun Gündoğan, Adnan Sezgin, TMSF döneminde Mehmet Akif Yaşin, Saffet Sancaklı, Ömer Sarıalioğlu ve şimdide Ecmel Sarıalioğlu başkanımla devam ediyorum.

-Bu süre içinde çalıştığın Teknik Direktörleri sayabilir misin?

Benim ilk geldiğimde Herbert Neumann vardı. Ondan sonra Saffet Susiç başladı. Sonrası Ziya Doğan, Metin Türel, Aykut Kocaman, Uğur Tütüneker, Şaban Yıldırım, Fuat Yaman, Ulvi Güveneroğlu, İbrahim Tolgay Kerimoğlu, Naci Şensoy, Engin Çalışır, Fahrettin Seyhan, Tunahan Akdoğan, Bülent Demirkanlı, Yalçın Koşukavak ve şimdide Fatih Tekke.

– Ataköy tesisleri nasıldı?

Baraka gibi bir binamız vardı ama içinde her şey mevcuttu, soyunma odaları, masör odası, fitness salonu, fizyoterapist odası, yemekhane, idare bölümü, depo gibi bölümler vardı. Sadece sporcuların kalması için yatakhane mevcut değildi. Tabi çim sahalarımız da vardı. Tesisimiz kadromuzda bulunan üst seviyedeki sporculara hizmet verecek konumda idi. Benim görev yaptığım malzeme bölümünde 3 malzemeci 1 çamaşırcımız vardı.

– Cem Uzan dönemi için ne dersin?

Cem Uzan döneminde hep ünlü sporcular geliyordu. Uzan da futbolcusuna bakıyordu. Başarılı olduklarında paralarını hemen verirdi. Çalışanına da bakardı. Dışarıdan öyle görünmez belki ama ben çalıştığım için söyleyebilirim, Cem Uzan tam işçi babası idi.

– TMSF dönemi nasıldı?

TMSF döneminde de futbolcular ve çalışanlar paralarını alıyorlardı. Futbolcular da mutlu idi ama ben nasıl düştüğümüzü hala anlamış değilim.

– Saffet Sancaklı döneminde neler yaşandı?

Sancaklı döneminde futbolcular nerde ise pirime oynuyorlardı. Zaten Sancaklı da futbolculara söylüyordu bizim paramız yok, siz burada kendinizin reklamını yapıp, pazar bulmak için oynayacaksınız. Sancaklı bunu daha fazla sürdüremedi ve rahmetli Ömer başkandan yardım isteyince, Ömer başkanında zaten şirkette bir hissesi vardı, Saffet Sancaklı dan diğer hisseleri de alarak, kulübün sahibi oldu.

Eryaşar, bir maç öncesi masörümüz Mehmet Zeki Yakut ile

– Gelelim önemli bir konu, Ataköy tesislerinden nasıl çıkarıldık? Sonra neler yaşadık?

Ataköy tesisleri ile yapılan sözleşmemiz devam ederken, bize artık buradan çıkıyorsunuz dediler. Önce sahalardan başladılar, sonra binaları yıktılar. Biz resmen sokakta kaldık. Takım da düşmemeye oynuyordu. Göçebe gibi idik, çalışacak tesis bulamazsak, ormanda bile çalışıyorduk. O sene mucizevi bir şekilde kurtardık, yani düşmedik. Ertesi senede düşmemeye oynuyoruz. Başımız sokacak bir yerimiz yok, Ömer başkan Bakırköy Osmaniye deki suni çim sahanın yanındaki çim sahayı kiraladı, futbolcular sadece antrenmana geliyorlardı, malzemelerimizi koyacak yerimiz bile yok, orada bir çamaşır fabrikası ile anlaştık ben malzemeleri yıkanması için oraya götürüyorum, oradan alıyorum, bazen sağa sola asarak kurutuyoruz, tam bir rezalet. İstanbulspor’da yaşadığım en acı sene idi. Bir amatör takım bile bizden daha iyi şartlara sahipti. Ömer başkan bu durumdan kurtulmak için daha önceden almış olduğu tesislerimizin arazisine hemen inşaata başladı. Bir tane çim saha yapıldı, biz inşaat halinde iken tesislere geçtik. Malzemelerimizi koyacak, başımızı sokacak bir yerimiz olmuştu. Konteynırlar vardı, masör odamız orada idi hocalar ve burada kalacak futbolcular da konteynırlarda kalırdı. Zor günlerdi. Rahmetli Ömer başkanın da zaten ilk hedefi tesisleşme idi.

Ömer Sarıalioğlu tesislerin inşaatına başladığı günlerde.

 

İlk  yapılan çim saha yapım aşamasında.

– Şu an malzeme bölümünde kaç kişisiniz? Neler yaparsınız?

A takım olarak, ben ve bir yardımcım var, 2 kişiyiz. Oğlum Cihat’da U 21 takımına malzemeci olarak başladı. Burada uzun bir süre bu işi tek başıma götürdüğüm oldu. Çamaşırcımız olmadığı için onların yıkanıp hazırlanması bize aittir. Maçlarda futbolcular forma vermiş ise eksik numaraları tespit edip yapımcı firmaya bildiririz, onları tamamlarız. Antrenman ve maçlarda soyunma odalarını hazırlarız.

Masör odası, sporcular ve teknik kadronun kaldığı konteynırlar.

Bahçelievler de sık görüyorduk. Top stadın dışına kaçtığında peşinden koşuyorsunuz. Toplar size zimmetleniyor mu?

Bize zimmetlenmiyor. Ben buradan ekmek yiyorsam, malzemeleri de korumak zorundayım. Sayıyı azaltmamam gerekir, mühim olan bu. Top alamayacağımız bir yere kaçtığında fazla bir şey yapamıyoruz, o top gidiyor ama alabileceğimiz topların peşinden koşuyoruz. Ben Bahçelievler de ana caddeye kadar koştuğumu çok hatırlıyorum. Bazen topları yakalamak için bazen topu alıp kaçan çocukları yakalamak için. Kısaca işi sahiplenince bunları yapıyorsun.

-İstanbulspor’da çok uzun çalıştın. Yaşadığının bütününe bakarsan, İstanbulspor’un şu anki durumunu nasıl değerlendiriyorsun?

Şu anki tesislerimiz 5 yıldızlı otel gibi. Sporcular önce ranza sistemi ile bir odada 4 kişi kalıyorlardı. Sonra bir odada 2 kişi kalmaya başladılar, Şimdi her oda da tek kişi kalıyor.

Özel temizlik ekibimiz var, günde 3 öğün yemek çıkmakta. Ecmel başkan tesislerdeki eksiklerin tamamlanması konusunda çok özverili çalışmalar yaptı. Stat konusu aşıldı. Ben şunu çok net söylüyorum, bu takım bugün, olmazsa yarın, oda olmazsa öbür gün ama mutlaka süper lige çıkacak. Ben başkanımı çok iyi biliyorum, bu takımı mutlaka çıkaracak. Ecmel başkan gecesini gündüzüne katarak bunun için uğraşıyor.

Antrenman hazırlığı

 -Futbolcuların taraftarlara forma vermesi, bir dönem yasaklanmış mıydı?

Ömer başkan zamanında futbolcuların forma verme gibi bir durumu yoktu. Ömer başkan bunu sınırlamıştı. Ecmel başkan geldikten sonra futbolcuların kazandıkları maçlardan sonra formalarını vermesine bir şey demedi. Ama mesela hafta arası kupa maçı olacak ve eksik formaları yapılması için süre yetmeyecek ise, formaların verilmemesini futbolculardan rica ederek istiyoruz.

-Bu süre içinde yaşadığın ilginç anıların vardır.

Bir tanesi Altay bizle düşme maçı oynuyor, Altay’ın masörü maç oynanırken sahanın içine girerek bizim futbolcumuzu kovalamasıdır. Bu sahalarda görülmüş bir olay değildir.

Bir başkası, Ömer başkan dönemi hocamız Naci hoca, düşmemeye oynuyoruz. İçerde Etimesgut Şeker maçı, bizim futbolcumuz bir orta geldi topa ayak koydu tam direğin dibinden, yani golün olmaması imkansız gibi bir yer, ama top avuta gitti, duvara vurdu,  top toplayan çocuğun eline geldi. Çocuk topu elinde tutuyor. Yan hakem santraya koşmaya başladı. Orta hakem biraz durdu ve golü verdi. Yani avuta çıkan topu, hakem gol olarak değerlendirdi. Ve o maçı bu golle 2-1 kazanmıştık.

-Emekliliğine ne kadar kaldı?

8 senem kaldı.

-Zaman ayırdığın ve verdiğin bilgilere teşekkür ediyoruz. İnşallah emekli olduktan sonrada çalışmaya devam edersin.

Bende teşekkür ederim.

Bahçelievler Stadında formalar askıda.

 

Esenyurt Necmi Kadıoğlu Stadı soyunma odası maça hazır.

3 thoughts on “Malzeme Sorumlumuz: Mustafa Eryaşar

  1. Çok güzel bir söyleşi olmuş. Böyle emektar insanlarla sohbet gerçekten çok güzel oluyor. Mustafa abiye de selam olsun buradan.

  2. Harika bir söyleşi gerçekten.Mustafa ve M.Zeki’nin hizmetleri ödenmez..Yakın gelecekte inşallah takımımız Süper Lige çıkarda karşılığını alırlar..

  3. Derneğin kurulmasından bu güne kadar yaptığın her şeyin güzel hatta aşırı güzel olmasının sebebi sarf ettiğin samimi ve sınırsız emek için sana teşekkür etmek azdır.
    Titiz ve düzenli çalışmanın sonucu bundan daha iyi ve güzel olamaz. Tebrikler.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir